Toplam yorum: 3.133.926
Bu ayki yorum: 6.171

E-Dergi

Elif Konar Özkan Tarafından Yapılan Yorumlar

10.05.2007

Üstad Sezai Karakoç 1961 yılında çocukluğa ve çocuklara dair acı bir gerçeği şöyle dile getirmiştir:
"Çocuklar bana kalırsa yoklar
Yok çocuk falan yok öyle şey
Hayal edilmiş ekler olacaklar
Ailelerin melankolileri için"

Ve hemen bir sonraki kıtada ise;
"Evde ne kadar şapka varsa
Geçmiş günlerin başarısı kini
Çocuklar kullanışlı hale kor
Oyun içinde de olsa hepsini" diyerek çocuğu ne güzel ifade etmiştir.

Çocuk/lar "biz büyüdük ve kirlendi dünya" olan dünyanın turnusol kağıtları gibidir.
Bilgi çağı insanı belki de kendini tanıdığı ölçüde çocuğu anlayacak, çocuğu anladığı ölçüde ise aslını keşfedecektir.
09.05.2007

Birikimi, uygulamaları, hayat mektebindeki derslerden edindikleriyle kültür-irfan-musiki ve edebiyat dünyamız için güzide bir kaynak kitap... Meşk etmeyi, mırıldanmayı, söylemeyi yahut dinlemeyi sevdiğiniz şarkıların güftelerini ve kelime anlamlarını okumak istiyorsanız Fırat Kızıltuğ imzalı bu rehber anlamlı ve uygun...
09.05.2007

O-sav-, onemli zira zirvedeki butun egitim kurallarini kullaniyor, demek onun ehemmiyetini ifadeyi kucultmus olur gibi geliyor bana... essiz medeniyet irfanimiz incelenirse gorulur ki, formal egitim cok yaygin degilken vs vs iken dahi, guzel ve makbul soz ve davranislari halk icinde inceleyin az biraz gorursunuz ki, gider bir hadise, ayete vs. dayanir. hadis oldugu bilinmez belki ama, medeniyet ebrumuzun zamki o'dur... tipki, alemin fahri oldugu gibi... guzel buldugumuz, iyi dedigimiz insanlarin davranislarini vs. incelerseniz de bu boyledir... bazilari fitraten yapar gibidir kaynagini henuz bilmiyordur, bazilari ise bile isteye hayatina naksetme gayretindedir... anadolu mayasi ve kadim istanbul irfani, neden oyle bilgece ve kesfedilmemis hazine degerindedir?!...

ayrica lutfen inanciniz ne olursa olsun bu kitabi edinip okuyunuz, kosulsuz ve onyargisiz olarak... cunki bir egitimci olarak, gerekirse o davranislarin ve uygunlugunun/ne kadar olmasi gereken oldugunun hepsi en uygun ve onerilen egitim uzmanlari/ ilimler/ kuramlar vs. ile de temellendirilebilir kanaatindeyim, fakat buna su asamada luzum gormuyorum...

en usta anaokulu ogretmeni, en usta murebbi (en usta ogretmen-egitimci, iletisimci vd.) kim idi diye sorulsa bana derim ki, Hz. Muhammed... onun egitimcisi kimdi diye sorulursa da cevabin asikar oldugu muhakkak!...

bu kitabi muhakkak okumali herkesler... ozellikle de yetiskinler...
yani o ve cocuklar!
ve her bir ornek... bir kismini biliyoruz ama hepsini bir arada okumak mest ediyor insani iyice ve cocuklar neden bugun -bu cagda böyle'nin de guzelce cevabi bu kitap... ve neden o cagda oyleymis...

biz mesud olmak ihtiyaci hissettiğimiz anlarda okuyoruz ki kâh tebessüm edebilelim ve kâh gönlümüzün rikkati ziyadeleşsin yeniden ve yeniden...

kitaptan bir örnek:
sayfa: 22
Sizleri seviyorum
peygamberimiz, cocuklara olan duygularini sik sik ifade ederdi:
"sizleri seviyorum!"
o merhamet deryasi bununla da yetinmez ve eklerdi:
"vallahi sizi cok seviyorum!"
peygamberimiz yemin ederdi cocuklara, onlari sevdigine dair. cocuklari sevmeyen yok gibidir. onlari herkes sever.
fakat bu cok sevilen varliklar, cogu zaman sevildiklerine, ya da cok sevildiklerine inanamazlar.
cocuklara sik sik soylememiz gereken sevgi sozcuklerini soylemeyi hep ihmal ederiz nedense. "cocugumuzdur zaten, seviyoruz!" diye dusunuruz.
halbuki cocuklarin en cok inanmadiklari konu, sevildikleri konusudur. ya da sevildiklerini tam ve yeterince hissetmemeleridir.
peygamberimizin yaptigi en onemli davranis, cocuklarin bu psikolojisine uygun hareket etmektir.
cocuklarin sevgiye ne kadar muhtac olduklarini ve sevildiklerini duymaya ihtiyac hissettiklerini, bu konudaki suphelerinin o sihirli iki kelimeyle giderilmesi gerektigini vurguluyordu peygamberimiz.
o, allahin sevgilisi, kucuklerin ihtiyac hissetikleri sevgiyi, bol bol dagitiyordu onlara... "vallahi sizi cok seviyorum!"
o sevgili, medine sokaklarinda gordugu cocuklarin ellerini tutup, diyordu:
"sizi cok seviyorum!"
pesinden de yemin ile ilave ediyordu:
"vallahi sizi cok seviyorum!" (ibrahim canan, kutub-i sitte, I, s.378)
09.05.2007

Huzunlu Yil
Peygamberimizin, peygamberliginden once Hira magarasinda kalislari vardir.
safligin son haddine gelis anlari.
Bu donemlerde, bu manevi yucelisin bir de kadin boyutu vardi. Hira'nin arka yonu. Gunlerce Hira'daki esine yemek tasiyan, su tasiyan biri.
Her gun o dag yollarini asan birisi.
Peygamberimizin kirk yasinda oldugu dusunulunce onun da ellibes yaslarinda olmasi gerekir.
Her gun Mekke'den Hira'ya yol aldiran sevgi... Sevginin yollara dokulusu...
Hira denince bir kadinin varligi unutulmamali. Hira denince bir kadinin sevgiyi yol eylemesi, gozden uzak tutulmamali.
Bir gun korktu bu hanim.
Hira'daki sevgilisinden korktu. ya ona bir sey olursa. bu dusuncelerle bekledi orada. tam uc gun. sevgilisine fark ettirmeden. uc gun bir kayanin arkasinda oturup, bekledi.
Cebrail haber verdi, Hatice'nin durumunu.
"o hep burada kaliyor. senin himayen icin en zor gorevi o yapiyor."
o hep esinin yanindaydi.
hangi durumda, hangi halde olsa...
bu sevgiye, esinden tam sevgiyle karsilik gorurdu hep.
Hz. Hatice ayrildi bu dunyadan. bu ayrilik peygamberi o derece uzdu ki, onun vefat ettigi yili isimlendirdi:
"Huzun yili!"
belki tarihte esinin vefati icin bir yila isim vermek hic gorulmemis bir baslangicti.
Hz. Hatice'nin vefati peygamberimizi o derece uzmustu ki Allah, Cebrail ile peygamberine taziyede bulundu.
olumune Allah'in taziyede bulundugu ilk insandi Hz. Hatice. Allah'i uzuntusune taziyede bulunduracak kadar esinin vefatina uzulen tek esti peygamberimiz efendimiz de... (dipnot 24. sah ali enver, durret'ul-beyza, s.119-120)
O aynaydi:
Yeniden yaratan Bais'in...

[Peygamberimiz Kadinlara Nasil Davranirdi?, Nuriye Celegen, Nesil Yayinlari, s. 50-51]

Okunası, düşünülesi, elden geldiğince güzel örnekler alınası... Merhamet, muhabbet ve insaniyetin O'ncası...
06.05.2007

Eski harfli çocuk dergileri üzerinde yapılan araştırmalar eskiye nazaran artmış olsa da hâlâ araştırılması gereken bakir bir alan olarak durmaktadır. Bu araştırmalar, Türkiye'deki çocuk edebiyatı ve çocuk dergiciliği tarihçesinin yanında dergilerin çıktığı dönemin sosyal panoramasını da gözler önüne sermektedir. Bütün bu sebepler dikkate alınacak olursa arşivler araştırmacıları beklemektedir. Çocuk edebiyatı ve dergiciliği alanında sonraki kuşaklara 21. yy.dan güzel örnekler iletebilme düşüncesi, sadece popüler yayın ile para kazanmak kaygısından daha ağır basıyorsa, geçmiş iyi incelenmelidir. Geleceğe daha emin adımlarla ilerleyebilmek için bu şarttır.

Cüneyd Okay hocamızın bu kitabı alanla ilgili olanlar için ve araştıracılar için öncelikli ve önemli bir kaynaktır.