Toplam yorum: 3.133.926
Bu ayki yorum: 6.171

E-Dergi

Elif Konar Özkan Tarafından Yapılan Yorumlar

27.01.2005

Yedi Geceye Masal; öyküleri Dergah, Hece ve Kafdağı dergilerinde yayımlanan yazarlarımızdan Münire Daniş imzalı.
Münire Daniş’in daha önce yayımlanan kitapları; Tahir ile Zühre, Dervişin Mülkleri, Uykusuz Düşler, Şem ile Pervane.
Yedi Geceye Masal, Münire Daniş tarafından kaleme alınmış ve Sevgi İçigen tarafından resimlenmiş bir çocuk kitabı.
Kitapta yedi masal mevcut; Bir Arslan Masalı, Yalnız Kuğu, Uçan Karınca, Tutsak Kuşlar, Eşekarısı ile Beyaz Karınca, Sevginin Böylesi, Hayal Dolu Bir Masal. Masallarda; sevgi, mutluluk, iyilik, yardımlaşma, hoşgörü, paylaşım, hatayı fark etme, özür dileyebilme, affedebilme, kendini beğenme, kibir, arkadaşlık, korku, korkuyu/endişeyi yenebilme, aile, öğrenme, çalışma, doğa ve hayvan sevgisi güzel bir şekilde dile getiriliyor.
Kitap bir haftalık bir kitap gibi; yedi geceye bir masal, fakat masallar sürükleyici ve tekrar tekrar okunabilir.
6+ yaş grubu olarak değerlendirilmiş olan kitaptaki masalları, yazınla erken yaşta tanışmış daha küçük çocuklar da dinleyebilir. Hatta büyükler bile masalları çocuklarına okurken zevk alabilir ve pek çok yerinde gülümseyebilirler.
27.01.2005

Al Pembecik Gül Pembecik; son yıllarda Hamzanâmeler ve masallar başta olmak üzere geleneksel Doğu anlatıları üstünde çalışan Hasan Aycın imzalı bir çocuk kitabı.
Hasan Aycın’ın ilk çizgisi 3 Şubat 1978 tarihli Yeni Devir gazetesinde yayımlanır. Yeni Devir, Mavera, Aylık Dergi, Gül Çocuk, İslam, Kadın ve Aile, Inquiry, Kardelen, Yedi iklim, Milli Gazete, Zaman, Yeni Şafak, Kayıtlar ve Hece dergilerinde yayımlanan çizgileri Bocurgat (Çıdam Yayınları, 1989; Yedigecekitapları, 1994), Gece Yürüyüşü (Yedigecekitapları, 1994), Âsâ (Yedigecekitapları, 1998), Kulbar (Yedigecekitapları, 2003) adlı albümlerde toplanır; çocukluk-gençlik dönemi tanıklıklarıyla söyleşileri de Müşâhedât (Hece, 2003) adıyla kitaplaşır.
Aycın’ın telif Keloğlan masalları, ilkin beş küçük kitap halinde (Semerkand, 2002) ve son çalışması da Esrarnâme (on bir masal) adıyla (Timaş Yayınları, 2003) okurla buluşur. Çizgi ve yazı çalışmaları Kudüs, Yedi İklim, Hece ile Hece Öykü dergilerinde yayımlanan Hasan Aycın, evli ve dört çocuk babası.
Al Pembecik, Gül Pembecik kitabında, Billur Sürahi; İncili Çerçeve; Ayna; Al Pembecik, Gül Pembecik ve Elmas Yüzük adlarında beş masal bulunuyor. Aycın, masallarının her birinde meşhur Keloğlan’ımızın başından geçen yeni maceraları anlatıyor.
Çocukluğumuzda, dedelerimizden, ninelerimizden dinlediğimiz geleneksel masalları anımsatıyor Al Pembecik Gül Pembecik.
Kitapta geleneksel masal üslubu hemen dikkati çekiyor; tekerlemeler, maniler, tekrarlar, mutlu son, iyiliğin ödüllendirilmesi, mucizevi olaylar, yaratıcıdan yardım isteme ve bulma, dua ve dileklerin gerçekleşmesi vb. Kültürümüze yabancı olmayan ögeler, gelenek ile çağımız unsurları güzel bir şekilde harmanlanmış ve kaleme alınmış Aycın Dede’nin çağdaş masallarında…
Ayrıca, Aycın’ın çağdaş masalları büyüme yolunda ilerleyen çocuklarımız için kelime dağarcığına ilginç kazanımlar katacak bir dile sahip.
8+ yaş grubu olarak değerlendirilmiş bu masallar, daha büyükler tarafından da rahatlıkla/sıkılmadan okunabilecek gibi.
11.01.2005

Işığın Kalbi’nde, Mesnevi’den A’dan Z’ye 155 konu başlığında özlü sözler derlenmiş. Her söz, üzerinde uzun uzun düşünülecek, konuşulacak veya yazılabilecek kıvamda tabii ki… ve her bir söz, günümüze de, Mevlana’dan dolayısıyla iman/inanç ışığının yansımasından reçeteler sunuyor …

Kendi ifadeleriyle M. Said Türkoğlu’nun hayatından duraklar: “Eleşkirt doğumluyum. Orta öğrenim Ağrı'da. İzmir'de bir yüksekokul. Kayseri'de Edebiyat öğrenimi. Sivas'ta Yüksek Lisans. Sivas, Kayseri, Van, ve Malatya illerinde özel eğitim-öğretim kurumlarında hizmet. Halen Malatya'da çalışmaktayım. 16 yıllık öğretmenim. Bu arada, Sivas'ta 10 sayılık Martı dergisi, 10 sayılık Irmak Yazıları, Kayseri'de 43 sayılık Yitik Düşler dergisi, genel yayın yönetmenliği vs. bilumum işlerde koşturma... Bir çocuk hikayeleri kitabı (Gonca Yayınları’ndan) ve yayımlanmamış bazı dosyalar.”

GİRİŞ’TEN BAZI BÖLÜMLER:

‘Mesnevi’ denince çoğu kimsenin aklına yalnızca ‘hikaye’ geliyor, halbuki asıl, Mesnevi’deki hikâyelerin başında ve sonunda yer alan beyitlerin derin anlamlarına dikkat çekilmelidir. Kanaatimizce, Mavlana hazretleri asıl bu mesajlar amacına ulaşsın diye işin içine hikayeleri katmıştır. Ne yazık ki günümüzde daha çok, mânâsından koparılmış kuru kuru hikayeler ortalıkta dolaşmaktadır.
Uzun bir yolculuktasınız, iki yanınızdaki tabiat güzelliklerini seyrede seyrede ilerliyorsunuz. Ve yolunuzun bazı menzillerinde alımlı mücevherlerle karşılaşıyorsunuz, yolculuğunuz hep bu güzel karşılaşmalarla devam ediyor. Bu uzun yolculukta kimi zaman yoruluyor, önünüze çıkan bazı mücevherleri fark edemiyorsunuz ve onlardan faydalanamıyorsunuz, böylece yol yorgunluğu, dikkatinizin dağılması, yoldaki mücevherlerin önemli bir kısmından sizi mahrum ediyor.
Uzun Mesnevi okumalarının sonunda tamamlanmış bu çalışmada, Mesnevi yolculuğu boyunca yolumuza çıkan bütün mücevherler bir araya getirilmiştir. Ve altı ciltlik hacimli eserdeki hikemî cevherler konu konu tasnif edilerek bir mânâ ve duyarlık sofrası şeklinde, kavrayışı sıkı okuyucunun faydasına sunulmuştur.
“Kavrayışı sıkı okuyucu” diyorum; çünkü bu özdeyişlerden ancak nitelikli ve sabırlı okuyucu yeterince faydalanabilir. Zora talip olan ve adamakıllı bir söz sarhoşluğunu göze alan bu sofraya buyursun!
………………………
“Okuma” denince içinde tatlı bir iştiyak, derin bir iç çağıltısı hisseden herkes “Mesnevi’nin ruhu” sayılabilecek bu söz sofrasından çok şeyler devşirecektir. Yeter ki biz çağın müzmin hastalığı olan kolaycı, modacı, derinliksiz ve tekdüze anlayışlarına iltifat etmeden zahmetli bir söz avcılığını göze alalım.
Bu arada, sözlerin konu konu tasnifinde zorluklarla karşılaştığımızı belirtelim. Çünkü bazı sözlerin çok boyutlu anlam içermesi, birkaç konu başlığı altında ele alınmasını gerektiriyordu. Tekrardan kaçınmak için her söz tek konu başlığı altında ele alınmıştır. Kitabın sonunda da ele avuca sığmayan sözler “çeşitli konular” başlığı altında sunulmuştur.
Bu kısa girişi yine Mevlana Hazretleri’nin sözleriyle bitirelim: “Ormandaki ağaçlar kâlem olsa deniz mürekkep olsa gene Mesnevi’ye son yoktur. Toprak durdukça, kerpiç döken, dört tahtadan meydana gelmiş kalıba balçık döküp kerpiç yaptıkça Mesnevi’nin şiiri de sürer gider. Hatta toprak da kalmasa, balçık da kuruyup tozsa onun denizi coşar, köpürür, köpüklerinden toprak düzer.”
“Gökyüzünün merdivenidir bu söz; kim bununla çıkarsa gökyüzünün damına ağar.”
[M. Said Türkoğlu Temmuz-2004, Van]

25.12.2004

Gaffar
Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayandır.
(Nuh, 10)


Gizli pişmanlıklarımı bilen Sensin.
Gözyaşlarıma değer veren Sensin.
Sen dilediğini bağışlar ve affedersin.
Rahmet denizini bulandırmaz cümle günahlar.

Yaratıcı’nın 99 ismi ve 99 dua… Kitapta Allah’ın en güzel isimleri, Hattat İsmet Gülnihal tarafından özel olarak yazılmış. Kitapta celi sülüs hattıyla damla şeklinde yazılan hatlar da her esmanın işlendiği sayfada çarpıcı bir şekilde yer almakta… Kitap, Senai Demirci tarafından şiirsel bir üslupla kaleme alınmış. Göze ve gönle hitap eden bu eserde okur, hem Yaratıcı’nın 99 isminin yazılışını ve okunuşunu, hem isimle ilgili ayetleri, hem de o isimden şefaat umarak edilebilecek duaları bir arada bulmuş olacak.
23.12.2004

Kaknüs Yayınları'ndan çıkmış 2001 tarihli bu kitap ile ilk defa şubat ayında karşılaştım,değerli bir arkadaşın kitaplığında. Şöyle bir karıştırmıştım o zaman,mektup kelimesini görür görmez ilgimi çekmişti kitap. Kendimi bildim bileli önemli olmuştur benim için mektup..mektuplar! Belki de sırf bu yüzden kendini okutmuştur mektuplardan oluşan kitaplar bana.
Kitabı nisan ayında ve yoğun aramalardan sonra edinebildim..ve mektupların kendisi için önemli olduğunu bildiğim sevgili arkadaşım Yeliz'e 'iyi ki doğdun' hediyesi yaptım. Kitap içinden birkaç mektubu seslendirdim kendisine.. Pek çok mektubun satır aralarında bize ait bir şeyler bulduk.

Bu kitabı hazırlayarak mektupseverlerle mektupların bir kısmını buluşturan Serkan Özburun'a teşekkürler!