E-Dergi

Son yıllarda ‘’Arap Baharı’’ adı verilen gelişmeler ile tüm dünyanın, Ortadoğu ve Kuzey Afrika açılımı adı altındaki politika ile Türkiye’nin gündeminde daha fazla yer almaya başladı Arap Ülkeleri. 200 Milyon civarındaki nüfusu, zengin yer altı kaynakları, farklı kültürleri, bunlarla beraber bölünmüşlükleri ve bu yüzden yeterince etkinleştiremedikleri siyasi etkileri ile Arap toplumu önümüzdeki dönemde de artan bir şekilde dünya siyasi gündeminde yer almaya devam edecek gibi görünüyor. Bu gündemi takip edebilmek için Arap Toplumu hakkında biraz daha fazla bilgiye ihtiyacınız varsa, bu kitap tam size göre. Körfez ülkeleri olarak adlandırılan BAE, Katar, Kuveyt, Umman, Bahreyn’in ülke profilleri, tarihi (özellikle Körfez Savaşındaki tutumları), İdari yapıları ve ekonomileri hakkında genel bilgiler sıralanmış. Bütün bunlar, zihninizde genel bir profil çizmenize yarıyor. Daha sonra özel dosyalarda petrol, tartışmalı bölgeler ve tarafsız bölgeler incelenmiş. Katılıp katılmamak size kalmış ama en sondaki değerlendirme bölümüne özel olarak ilgi göstermenizi tavsiye ederim.

Yazarın kitabında ifade ettiği düşüncelerinin bazılarına katılmıyor almamla birlikte, her birinin değişik bir bakış açısına sahip olması sebebiyle ilginç bulduğumu ifade etmeliyim. Bu yönüyle tüm bu değerlendirmelerin, özellikle silahlı kuvvetler hakkında olanların ordumuzun üst kademe yöneticileri tarafından dikkatle incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Eski bir asker olmasından olsa gerek üslubunun biraz sert olması, hoş kaçmıyor. Buna rağmen güncel iç siyaset ile ilgileniyorsanız vakit geçirmeden mutlaka okumanızı tavsiye ederim.

Yazar bir öğretmen veya eğitim bilimci değil, ancak anadili dışında 5 ayrı yabancı dil öğrenmiş, dolayısıyla yabancı dil öğrenimi konusunda deneyim sahibi birisi. Sadece kendi deneyimlerini değil, günümüzde çok çeşitli alanlarda başarıya ulaşmış birçok tanınmış kişinin de fikirlerine yer vermiş. Ben bu kitabı akademik bir çalışma olmadığı, bilimsel terimler içermediği, uygulayamayacağım garip teknikleri içermediği için sevdim. Kitabı beğenmeyen yorumcuların da bu çerçeveden bakmalarını tavsiye ederim.

Enver Paşa; Osmanlı’nın son dönemime damgasını vurmuş önemli bir şahsiyettir. Düşünce ve icraatlarıyla sadece Osmanlı Devletine değil Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna da etki ettiği inkar edilemez. Yazar; Enver Paşa’nın torunu Osman MAYATEPEK’in elinde bulunan iki küçük defterdeki anılarını sadeleştirerek ve çeşitli kaynaklarla karşılaştırarak, açıklamaları ile birlikte sunmuş. Askeri Rüştiye’ye girişi ile başlayıp, Harp Okulu ve Harp Akademisi öğrenimi ile küçük rütbeli bir subay olarak, Bulgar ve Rum çeteleri ile mücadelelerini ve İkinci Meşrutiyetin ilanı için yaptıkları anlatılıyor. Enver Paşa hakkında olumlu olumsuz yazılmış pek çok şey okumuşsunuzdur. Ama bu kitapta kendisini, yaşadıklarını, düşüncelerini kendi ağzından okuma fırsatını bulacaksınız.

Enver Paşa, Hayalperest miydi? Kahraman mıydı? Ben bu sorulara kesin ve net cevap vermenin doğru olmadığını düşünüyorum. Bir aksiyon adamı olduğu, kitleleri arkasından sürükleyebilecek üstün liderlik vasıflarına sahip olduğu ve Balkan Harbinde hezimete uğramış, neredeyse dağılacak hale gelmiş İmparatorluk ordusunu, Dünya Savaşında 10 cephede, 4 sene boyunca aynı güçle sürdürecek hale gelmesinde büyük payı olduğu yadsınamaz. Ancak yaşadığı çağın şartlarını, Jeopolitik kombinasyonlarını değerlendirmekte yetersiz kaldığı muhakkaktır. Onun yaşamını ne övgü, ne de yergi ile ölçmeden, olduğu gibi anlamak en güzeli olacaktır.
‘’Enver Paşa ve Sarıkamış Harekatı’’ kitabına gelince; Ben kitabı Sarıkamış Harekatı hakkında bir şeyler okumak için almıştım ama adıyla içeriği pek uygun değil, kitabın 185’inci sayfasında ancak Kafkas cephesi ve Sarıkamış Harekatı’na geçebiliyor. Ayrıca; Enver Paşa’yı temize çıkarma çabasıyla yazılmış bir kitap olduğunu belirtmeliyim. O’nun hakkında söylenmiş her eleştiriyi cevaplandırmaya çalışmış. Enver Paşa ile ilgili bir şeyler okumak istiyorsanız, bu kitaptan ziyade Şevket Süreyya AYDEMİR’in 3 ciltlik Enver Paşa kitabını tavsiye ederim.