E-Dergi

Kitabın kapağındaki küçük sevimli kızı görünce, işte dedim yine acılarla dolu bir hayat hikayesi. Kitap arkası her zaman fikir edinmede tam anlamıyla yardımcı olmuyor ama ben “psikolojik gerilim” kısmını okuyunca yinede hemen aldım. Çünkü uzun zamandır şöyle iyice bir gerilmeye hasrettim.
Çocuklukta yaşanılan eziyetler bu kitapta da önemli bir yer tutuyorsa da sonuçları hep görmeye alışık olduğumuz gibi kendini kurtarıp iyi bir vatandaş olmak değil.
Kitabı elimden bir saniye bırakamadım doğru ama beni asıl şaşırtan son sayfasına kadar kafamdaki hiçbir soru işaretinden kurtulamam oldu, onlarca kişinin önünde işlenen bir cinayet.. katilinse tek istediği bir an önce cezalandırılmak, onun gerçekten suçlu olmadığına inanansa sadece biz okuyucular ve ne yapacağını bilemeyen bir polis komiseri.
Peki insan hem bir cinayet işleyip hem de nasıl masum olabilir.
Kitabı bitirdiğimde hala şoktaydım ve günlerce etkisinden kurtulamadım. Bir yanlış anlaşılma, suçsuz bir katil suçsuz bir maktul ve çalınan bir yaşam. Gerilim türünden hoşlananların kesinlikle! kaçırmaması gereken, mükemmel bir roman.
Petra Hammesfahr ilk defa okuduğum bir yazar ve artık ilk işim diğer kitaplarını da okumak olacak.

Çok sıradan bir hayatınız var, işten eve, evden işe... Her gün birbirinin aynı, umulmadık bir kaza.. herkesin başına gelebilir.. sadece biraz dikkatsizlik.. ve bir trafik kazası, bir ölüm. Para cezası mı?Yoksa hapis mi? Hayır kanunlar sizden yana, ceza bile almadan kurtuluyor, ama kurtulduğunuza bin pişman oluyorsunuz.. Sizi kanunun pençesinden kurtaran dostlarınız gözünüzün önünde birer birer bu yardımlarının bedelini canları ile ödüyor. Ama onlar için üzülecek vaktiniz yok. Çünkü siz çingeneler tarafından ödüllendirdiniz, fazla kilolarınızdan kurtuluyorsunuz. Fazla olmayanlardan.. hepsinden..her gün..hızla..Ve Stephen King.Herzamanki gibi mükemmel anlatımı ile size elinizden bir dakika bırakamayacağınız bir roman.

Bir yazar için her romanını satır satır ezberleyecek, bir sonraki romanını uyumadan bekleyecek bir hayranının olduğunu bilmek eminim çok gurur vericidir.
“Misery” nin yazarı Paul Sheldon ne yazık ki bir numaralı hayranıyla tanıştığına hiç sevinemez, çünkü Annie’den bir imza verip kurtulmak gibi bir şansı yoktur. Hayranının gözlerden uzak evinde romanını onun istediği şekilde sürdürmek ve roman bittiğinde yazara da ihtiyaç kalmayacağını bilmesine rağmen mutlu sonla bitirmek zorundadır. Yazdığı her sayfada ölüme biraz daha yaklaştığını bilerek ve yazmadığı her gün, ölümün o gün gelmesini diletecek acılarla pençeleşerek geçen, uzun ve zorunlu bir misafirlik..
Sevgi bir ilaç , dozunda almayınca size zarar verir.
“Sadist” i okuyunca sevginin yanlış kimselerin elinde sizi ölüme bile götürebilecek kadar tehlikeli olduğunu anlayacaksınız.

Stephen King’in her kitabı mutlaka daha önce yazmış olduğu bir kitabıyla bağlantılıdır. “Evet bende ordaydım” diyebilirsiniz. Kara Ev geçmişteki bir romandan alıntıdan çok Tılsım’ın devamı niteliğinde. Kitap arkası içeriği hakkında fikir vermişse de –hele de benim gibi uzun yıllar önce okumuşsanız- Tılsım’a bir gözatılması gerektiği gibi bir uyarı olmalıydı. Tam bir Stephen King fanatiği olarak hiçbir romanına toz konduramasamda Tılsım-2 veya Kara Kule-2 olabilecek bu kitap Stephen King’e hiçbir zaman uygun göremediğim bir tür. Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi gibi fantastik romanların birden bire çok gözde olması üzerine Stephen&Peter ikilisinin “Biz yıllar önce Tılsım’la böyle bir dünyayı anlatmıştık” dediklerini duyar gibiyim. Siz de benim gibi uzun zamandır Hayvan Mezarlığı, Dolares ya da Sadist’le olmayan dünyalara yolculuğa gerek kalmadan nefesinizi kesen Stephen King’e kavuşmayı bekliyorsanız diyebilirim ki “Vuslat başka bahara kaldı”.