Toplam yorum: 3.080.923
Bu ayki yorum: 601

E-Dergi

Yusuf S. Tarafından Yapılan Yorumlar

09.01.2011

Soyadından dolayı Ali Şeriati'yi radikal dinci sanır kitaplarına mesafeli davranırdım. Halbuki tam tersi bir yerde duruyormuş: liberal dindar diyebileceğim bir yerde.

İran'ın önemli entellektüellerinden kendisi; ve eğitimle kendisini geliştirmiş, bilgi birikimi kuvvetli bir yazar. "Dine karşı Din" de, İslamiyete kalıplaşmış geleneksel yaşam tarzından değil de daha mantığa dayalı daha insanı düşünmeye sevkeden bir bakış sunuyor okuyucularına. İnancını düşünmeyi, irdelemeyi seven herkese bu kitabı ve diğer Şeriati kitaplarını tavsiye ederim.
09.01.2011

"ağzı var dili yok şehrazat", kitapta ye alan hikayelerden birinin adı.
İlk hikaye "sarete" yine klasik Cihan Aktaş hikayelerindendi; aynı hayat gibi, belirsiz bir sonu olan, yaşadıklarımıza o kadar benzer hissiyat olarak.

Yazar yorumlarda "hikayeleri güzel değil, sonu yok hikayelerinin" diye eleştiriliyor ama; bu tamamen mutlu veya kötü sonu olan hikaye ve romanlara gereksiz alışmışlığımızın bir yan etkisi bence. Gerçek hayatımızda halbuki o sonu olan hikayeleri yaşamayız ki. Hayatımız hep devam eder, yarım kalır hep birşeyler. O nedenle diyorum işte; Cihan Aktaş'ın hikayeleri o kadar hayatın içinden o kadar bizden ki..

Bu hikaye kitabında, Sarete'den sonra yer alan "Üç Kuzen" adlı hikayeyi sevemedim ama, cansız buldum biraz. Sonra gelen "göç hazırlıkları"; yazarın başka kitaplarında ve romanında da yer yer bahsettiği ilkokul yıllarını geçirdiği kasabadan ve orada işlettikleri kitabevinden bahsediyor. Daha önce aynı konuyla ilgili yazdıklarını okuduğumdan çok tekrar gibi geldi bana ondan da keyif alamadım.

Ama mesela bir "boş koltuk", bir "efsun'un semaveri" çok muhteşem hikayeler kitaptaki.
Kısa kesersem, kitapta o muhteşem tadımlık Cihan Aktaş hikayeleri var ama, bazı hikayeleri de zayıf buldum; o yüzden "en sevdiğim Cihan Aktaş hikaye kitapları" arasına alamadım bu kitabı.
09.01.2011

Cihan Aktaş'ın ilk hikaye kitabı; ve en güzellerinden.
İçinde yer alan hikayeler, hep başörtülü kadınların etrafında dönüyor. Ve bu başörtülüler; üniversitede başörtüsü problemi yaşayıp sonra hayata karışan insanlar.

Kitap şu açıdan inanılmaz güzel: çok objektif bir biçimde aktarıyor başörtülü karakterleri: dindar olmaları sebebiyle yüceltip kutsallık atfeden bir tarzda değil. Onların da bizler gibi zaafları, problemleri, çözemedikleri konular, halledemedikleri işler, hataları, yanlış kararları vs. olduklarını görüyorsunuz. Tamamen bizden biri olduklarını. Bu sebeple özellikle başörtüsüne karşı önyargısı olanlara mutlaka öneririm bu kitabı.

"üç ihtilal çocuğu", kitaptaki hikayelerden bir tanesinin ismi. Ama benim favorim "süleymaniye'den sonra bir toplantı" isimli hikaye.. O kadar gerçek hayattan fırlama ki! Tüm Cihan Aktaş hikayelerinde olduğu gibi, kendi hislerinize iç dünyanıza o kadar yakın buluyorsunuz ki anlatılanları, karakterleri..
09.01.2011

Benim için tam bir hayal kırıklığıydı.
Latife Tekin'in ismini çok duyduğumdan bir kitabını okumak istedim ve bu kitabını aldım.
Yazım tarzı, olayları hikaye edişi bambaşka; masalsı bir tarzda; tamam olabilir, ama bana çok itici geldi bu tarz; biraz okudum ve bıraktım, bana hiçbirşey katmayacağını farkedince.
Romanlarda, hikayelerde bir mesaj arayanlardanım ben; bana birşeyler katsın isterim. Bu romanda hiç böyle birşey göremedim ne yazık ki..
09.01.2011

Osmanlı Türkçesine meraklı olanlar için paha biçilmez değerde bir eser.

Çünkü; 80'lerde 90'larda yaşadığımız olayları, Dilaver Cebeci, sanki Evliya Çelebi'nin kaleminden çıkıyormuş gibi osmanlı türkçesi ile aktarıyor; ve yine Evliya Çelebi'nin kullandığı esprili dili kullanarak. O yüzden o kadar keyifli o kadar esprili, eğlenceli bir kitap ki.

Kitap iki üç sayfalık yazılardan oluşuyor. Dili açısından fikir versin diye bir cümle alayım buraya: (80'lerde Yunanistan başbakanı olan papandreu'dan bahsediyor):
".... İmdilerde ise bunların başına PAPAĞANDIR O namında, altı kaval üstü şeşhane bir herif-i na şerif kıral olmuştur. Hep aynı çeşit lakırdılar ittüğünden, PAPAĞANDIR O deyu yad idülür. ..."

Tabi 80'lerin sonu 90'ların başındaki ülkemiz gündemindeki olayları hatırlayanlar için kitaptaki köşe yazıları daha anlamlı, diğer türlü bir de osmanlıca kelime bilginiz güçlü değilse çok sıkabilir.