Toplam yorum: 3.082.320
Bu ayki yorum: 2.000

E-Dergi

tenda mjoraşi bozo Tarafından Yapılan Yorumlar

30.03.2006

"Dünyada en önemli şeylerden biri sevgi vermeyi ve verilen sevgiyi almayı öğrenmektir"
"Benim için yaşamak diğer bir insana karşılık verebilmek demek.Yaşamak duygularımı,düşüncelerimi başkalarına gösterebilmek demek.Onlarla konuşmak,onlarla hissedebilmek.Bunlar gidince senin de gitme vaktin gelmiştir"diyor bay mori.Bu yüzden bay mori 'nin öleceğini anladığı zaman hayattan ümidini kesmedi çünkü onun çevresinde onu seven bir ailesi,dostları ve onlarla paylaşabileceği duyguları ve düşünceleri vardı ve bunlar var olduğu sürece bu hayatı son nefesine kadar dolu dolu yaşayacaktı.Çünkü hayat insana sunulmuş bir armağandı.Bu kitapta;yaşam,ölüm,sevgi,dostluk,paylaşmak adına çok şey bulacaksınız.Mutlaka okuyun.
25.03.2006

Angela’nın Küllerini okuduğunuz zaman şöyle diyorsunuz: Dünya’nın neresine giderseniz gidin hikaye aynı hikaye;yer,zaman ve oyuncular farklı ama yaşananlar üç aşağı beş yukarı aynı..Bu kitabı okuduğum zaman umutsuzluğa düşüp dünya başıma yıkıldı dediğim zamanları hatırlayıp kendimden utandım,yazarın yaşama olan bağlılığına,direnişine,zorluklar karşısında dimdik ayakta durmasına her şeye rağmen hayatla olan mücadelesinde kazanmasına hayran kaldım.Bu kitap;umudun,mücadelenin,her şeye rağmen pes etmemenin,yaşamı iliklerine kadar hissetmenin tanığıdır.Mutlaka okunması gereken bir kitap.İnsanın hayalleri ne kadarsa umudu da o kadardır, hayallerinizin sonsuzluğunda umudunuz hiç tükenmesin.

25.03.2006

Eylül Defterleri: 1975-1985 dönemini,78 kuşağını yani yitik bir kuşak denilen o insanları anlatıyor.O insanların bazı doğruları vardı ve bunları sonuna kadar savundular.Yılmaz Odabaşı’nın kullandığı bir cümle var, bize yitik bir kuşak deniyor ama biz yitik kuşak değiliz, bizden sonraki kuşak yitik bir kuşaktır.Yılmaz Odabaşı’na katılmamak imkansız 78 kuşağı bireysel özgürlüğün yanı sıra toplumsal özgürlüğü savunmuştur yani toplum olabilmişler ama 78 kuşağından sonraki kuşaklar bireysel özgürlüğün peşinde koşan bencil insanlardı, asla onlara bir toplum diyemeyiz,kendim de bireysel olarak o grubun içindeyim.Bizler toplum olamadık,kişisel çıkarlarımız peşinde koşan bireyleriz.
78 kuşağını günahıyla sevabıyla Yılmaz Odabaşı'ndan dinlemekte fayda var.Eylül Defterleri; Yılmaz Odabaşı'nın geçmişiyle yüzleşmesi ve kimsenin cezalandırılmadığı bir muhakemedir.
25.03.2006

Yılmaz Odabaşı;hem kürt, hem de bir siyasi , onun deyimiyle bu ülkede olması zor olan iki şey.Yılmaz Odabaşı’nı ilk öce şiirleriyle,şair kimliğiyle tanıdım,onun yazar olarak eserlerini hiç okumadım ta ki birkaç ay öncesine kadar.Onun ilk romanı olan “Şarkısı Beyaz”ı okudum ve çok etkilendim.Seksen ihtilali sonrası Doğudaki ortamı ve bu ortamda yaşanan zor bir aşkı anlatmıştı.Yılmaz Odabaşı kendisini ve toplumu sorgulamıştı ama yargılamadı.Üslup çok akıcı ve anlatım insanı kitaba bağlıyordu ve yazarın yaşamış olduğu bir hikaye,onun hayatından bir kesit.Kitabı bir solukta okudum ve bende merak uyandırmıştı,Yılmaz ODABAŞI’nın başka eserleri varsa onları da okumalıydım.
24.03.2006

Şeker Portakalı bir çocuk kitabı olarak algılanabilir ama ilk önce büyüklerin okuması gereken bir kitap;unuttukları çocukluklarını,henüz hiçbir elin dokunup kirletemediği saf ruhlarını yeniden hatırlamak için...
Çocuklar sevgiyi en saf haliyle bilirler, çıkarsız ve riyasız, çünkü onlarda ne geçmiş kavramı ne de gelecek kaygısı vardır,belki de biz büyüklerin geçmişe olan özlemi de bu yüzdendir.
Şeker portakalını okuduğum zaman; büyüklerin dünyasında çarpan o küçüçük yürekleri ve minicik kalplerinde taşıdıkları kocaman dünyayı yeniden keşfettim.Bu dünya öyle bir dünya ki sınırların çizilmediği,hiçbir kavramın oluşmadığı, sadece anın yaşandığı bir dünya.. Şeker Portakalı, benden kitap isteyenlere verdiğim ve okumaları için tavsiye ettiğim ilk kitaptır.