Toplam yorum: 3.080.923
Bu ayki yorum: 601
E-Dergi
tartarsos Tarafından Yapılan Yorumlar
Fatih genç yaşında İstanbul'u aldı, gemileri karadan yürütüp dehasını sergiledi, diyoruz. Peki bu fethin öncesi nasıldı, gemileri karadan yürüten deha nasıl gelişti, methedilen ilmi birikimi hangi yollardan nasıl geçerek elde etti? İşte bu ve bunun gibi soruların cevaplarını vermeye çalışan bir kitap. Türk tarihinin en çarpıcı zaferine giden yolun adeta başından sonuna dek haritasını çiziyor.
Bu kitap tanıdık bir konuyu işliyor.Fetih... Bir Türk'ün bile, aynı kaynaktan defalarca okusa da idrakine tam varmakta zorlanacağı bir konu. Kitabı farklı kılan özellik, salt tarih kitapları gibi boğucu ve ağır olmaması. Yazar hiç hissettirmeden size kitabı bitittiriyor. Sonuna geldiğinizde ne kadar okuduğunuzu farkediyorsunuz. O derece sürükleyici. Tarih ve fetih olmazsa olmazlarımızdan olduğuna göre mutlaka okunmalı.
Reşat Nuri'nin, Kınalı Yapıncak olarak beyazperdeye aktarılan başyapıtı. Aşkın böylesine ender rastlanır ve acının böylesine zor katlanılır. Kenan ve Lamia kitabın başkahramanları gibi gözükse de, eserin tamamını okuduğunuzda bir adı geçen bir kemanı bile çıkartmaya kıyamazsınız karakterler listesinden. Kısacası, yüzyıllardır en popüler edebiyat konusu olan aşka değişik bir kurgulamayla yaklaşan sürükleyici bir kitap.
Kahramanlarının ruh tasvirlerine ağırlık veriliyor. Zaman, mekan gibi nesrin temel unsurları, bu psikolojik tahlillerin gölgesinde kalmış biraz. Reşat Nuri'nin tarz geliştirip basamak atladığı eserlerinden biri diye düşünüyorum. Şark kültüründeki aşk kavramını esas alarak yazılmış ancak bu mefhumun yapısıyla bir miktar oynanarak esere aktarılmış. İlginç yaklaşımlarla her gün içiçe olduğunuz duyguları sorgulayarak okumak isterseniz tavsiyemdir, okuyun.
Kelimenin tam anlamıyla bir klasik. Bizi bize anlatan bir kitap ve bunun yanısıra sürükleyici. Yazarının hayalgücünün ne derece üstün olduğunu göstermesi bakımından yeterli bir delil olur bu kitap. Konusunu aslında herkes biliyor, filmi bile yapıldığına göre. Kısaca şöyle denilebilir, bizi bize bizim kelimelerimizle sürükleyici bir şekilde anlatan bir başyapıt.