Toplam yorum: 3.082.620
Bu ayki yorum: 2.300

E-Dergi

Necmi Çoban Tarafından Yapılan Yorumlar

02.08.2002

Böylesi hoş kitapların çok fazla olmaması büyük bir kayıp. Peki niye "çok hoş"? Öncelikle tarihi gerçekleri anekdotlar şeklinde ve "bunları biliyor muydunuz" gibi tatlı bir üslupla okuyucuya aktaran bir eser. İkinci olarak gerçekten de ele alınınca bir solukta okunacak bir kitap. Üçüncü olarak kitap okuma alışkanlığı olmayanlara bu alışkanlığı kazandırabilecek nitelikte bir başlama kitabı. İçinde Osmanlı'nın üç değil de dört kıtada at oynattığına kadar bilmediğimiz nice tarihi gerçeklerin saklı olduğunu kitabın kapağını kapatırken anlayacaksınız.
02.08.2002

Bir İbrahim REFİK klasiği : Destansı Hüzün. Yazar, 2. Abdülhamid'den başlayarak milli mücadeleye kadar olan yakın tarihimizle ilgili gerçekleri ama gerçek olduğu kadar da hüzünlü gerçekleri aktarıyor bu eserinde. O tatlı üslubu ile anlattığı Sarıkamış hadisesini okurken gözlerinizin buğulandığını hissetmeniz büyük bir olasılık. Tabii bu arada basiretsiz insanların kendi halkımızı nasıl mağdur, hatta telef ettiğini tüm çıplaklığı ile görmeniz için de mutlaka okunması gereken bir baş yapıt.
01.08.2002

Kitabın yazarı ismi ile hemen dikkat çekiyor. Sanat dünyasından yakından tanıdığımız Engin NOYAN. Kitap adından da anlaşılacağı gibi yazarın karşısına aldığı hayali birisi ile sohbet etmesi şeklinde devam ediyor. Bu da kitaba akıcılık katıyor. Engin NOYAN zaten hoş sohbetleri ile tanıdığımız bir sima ve bu tamamen eserine yansımış. Kitabın içeriğine gelince, daha çok genç kızlarla ilgili konular etrafında yoğunlaşıyor. Dikkat çekilmek istenen nokta ise genç kızlarımız. Karşısındaki hayali kişinin kızı ile ilgili planlarını, yapıp yapmadıklarını muhasebe eden yazar sohbetin sonunda değerli kızlarımızın bayanlar için stratejik noktalara gelmek amacı ile üniversiteye girmelerini salık veriyor. Konu işlenirken sık sık ayet meallerinin Muhammed ESED'in meal-tefsiri kaynak gösterilerek verilmesi dikkatleri çekiyor.
31.07.2002

Satranç çağlar öncesinde ortaya çıkmış ve o günden bu yana insanları meşgul etmiş bir oyun. Oynayanların tutkunu olduğu bu zeka savaşını kendine konu olarak seçen yazar hikayesine de kahramanları iki değişik uçtan seçmiş. Bir tanesi hiç bir işe yaramaz gözüyle bakılan bir kimsesiz; diğeri ise 1 yıl kadar gözetim altında yalnızlıkla baş başa bırakılan ve oradaki günlerini körleme satranç oynayarak tüketen bir Avusturya göçmeni. Bir raslantı sonucu aynı gemi ile yolculuk yapan bu iki çok farklı insanı bir şey birleştirir : Satranç. Aslında oyun bir iş adamı ve taraftarları ile dünya şampiyonu olmuş Czentovic arasında oynanırken Dr B.'nin onları görüp olaya müdahalesi ile başlar. Ama Dr. B'nin gözetim altındaki günlerinde zihninden kendi kendine oynadığı satranç maçları psikolojisini bozmuş ve ağır bir depresyon geçirmiştir. Şampiyonu yenerek rövanşı kabul etmesi ile bu hastalığı tekrarlar gibi olsa da son anda bundan kendini kurtarmasını bilir. Muhteşem bir kurgu ile akıcılığın karışımı güzel bir eser. Sıcak yaz günlerinde içinizdeki susuzluğu arttıracak bir çalışma. Küük hacimli bu kitabın okunması şiddetle tavsiye edilir.
29.07.2002

Aşk hemen hemen bütün insanların hayatlarında en az bir kere yaşadıkları bir duygu. Bazen de tüm hayat boyu sadece bir kere yaşanabiliyor. Bu değerli eserde geçen, ete-kemiğe değer verilmeden yaşanmış gerçek aşk hikayeleri, kitabın değerli yazarı Halit ERTUĞRUL'a ya bizzat anlatılarak; ya da mektup ile aktarılarak ulaştırılmış. 12 tane -gerçek- aşk hikayesi ve tavsiye isteyen 2 gencin yazdığı mektuplar ile bunlara verilen cevaplar kitabın içeriğini oluşturuyor. Özellikle kitabın hacim olarak yarısını oluşturan ilk iki aşk öyküsü, maddi değerlerin ön plana çıktığı günümüzde okuyup düşünmeye çok muhtaç olduğumuz değerleri barındırıyor. Okurken zaman zaman gözlerinizin yaşarması da kuvvetle muhtemel olan bu kitabı okuduktan sonra tüm tanıdıklarınıza da okutmak faydalı bir hizmet olsa gerek.