E-Dergi

İbrahim REFİK'in akıcı üslubu ile yazdığı kitaplar her zaman başucu kitaplarım olmuştur. Hayatın Renkleri de bu tanımın dışında değil. Derlediği yaşanmış olayları aktarma şekli okuyucuyu içine çekiyor ve kitabı bitirmeden bırakmamasını sağlıyor. Bazıları daha önceden duyduğumuz olaylar olsa da çoğunluğu itibari ile okuyucuya yeni gelecek hikayeciklerden oluşuyor. Anlatılanlar öz olduğu için okuması da bir o kadar kolay. Her hikaye önces bir özlü sözü aktarmak da İbrahim Refik'in güzel bir huyu. Son olarak İbrahim Refik kitapları ile hiç haşır neşir olmayan şanssızlara en kısa sürede tanışmalarını, müdavimlere de her çıkan kitabı okumalarını tavsye ederim.

Dili günümüz Türkçe'sine göre çok ağır olan bir eser olduğunu belirtelim öncelikle. Konu Yunanistan ile yapılan Balkan Savaşı. Yusuf babası da asker olan, annesi ve eşi ile birlikte yaşayan bir yüzbaşıdır. Mahallede civanmertliği ve cömertliği ile sevilen bir simadır. Savaş ilanı üzerine ailesinden ayrılarak cepheye gider. Hikaye bundan sonra ayrılık, özlem, hicran ve gözyaşı üzerine beslenen umutları işler. İstanbul ahalisinin savaşın gelişmelerine verdiği tepkiler de yer bulur hikayede. Gazeteci-yazar Ahmet Rasim'in üslubu ile o günleri yaşamak isterseniz dili ağır da olsa bu kitabı tavsiye ederim.

"Aşıklar Kitabı" çok yönlü bir yazar olan İbnu'l-Kayyim el Cevziyye'nin adeta bir master veya doktora tezi gibi örgülenmiş yapısı ile akademik seviyedeki bir çalışması. Konuya "aşk" ve karşılığı olan kelimelerin kökleri ve diğer anlamalarını inceleyerek başlayan yazar daha sonra konuları adım adım işleyerek aşıkların hallerini yaşanmış olaylar ve de özellikle şiirler ile okuyucuya aktarıyor. Tabii değerli bir din alimi olan uazarın konu ile ilgili ayet ve hadisleri zikretmemesi düşünülemezdi. Nitekim yeri geldikçe sıklıkla konuya bu noktalarla ilave yapmaktan geri durmamış. Çok faydalı bilgileri güzel bir sıralama ile okuyucuya aktaran yazar kendi görüşleri kadar konu ile ilgili diğer zevatın da fikirlerini vererek eseri daha da zenginleştirmiş. Aşık olan, aşık olmayı bekleyen ve aşkı tadanlar için okunmayı bekleyen hacimli bir eser.

İlişkileri birbiriyle içiçe bir grup insanın yaşamlarından kesitleri bazı yakın geçmiş olaylarımızla sunan bir roman : "İsyan Günlerinde Aşk". Tarihi olaylar daha çok konuya garnitür olması düşüncesi ile araya serpilmiş gibi. Bu arada verilen bazı tarihi gerçeklerde de yanlışlık olduğunu biliyoruz. Özellikle Derviş Vahdeti hakkında yazılanlar eleştirildi. Hatta yakınlarda çıkan bir kitap, Derviş Vahdeti İsyanı, bu konuda Ahmet ALTAN'a da bir çift laf söylüyor. Yine de genel olarak baktığımızda değişik bir lezzet sunan bir eser ile karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Verdiği mesajlar bakımından da yazarın kendini aştığını söyleyebiliriz.

İranlı yazardan Hz. Yusuf kıssasına bir araştırmacı yazar gözü ile bakış eserin kısaca tanımı olsa gerek. İçinde doğu ve batının, Kur'an ve Tevrat'ın, din ve bilim adamlarının görüşlerini harmanlayarak konuyu enine boyuna masaya yatırıyor. Hikaye Tevrat ve Kur'an metinlerine göre ayrı ayrı incelenerek başlıyor. Daha sonra meal ve tefsircilerin, araştırmacı ve kıssacıların yazdığı devam hikayeleri aktarılıyor. Burada dikkati çeken husus hikayeyi tamamlamak isteyenlerin Züleyha'yı kötülüğün zirvesinden aşağılara indirmesi ve iyiliğin tepesine çıkararak Hz. Yusuf'a eş haline getirmeleri. Konuyu herkes az çok bilir ama böylesi geniş yelpazede ve değişik yönleri ile birarada bulmak isteyenler için kitabı tavsiye edebilirim.