Toplam yorum: 3.081.820
Bu ayki yorum: 1.500

E-Dergi

nehl Tarafından Yapılan Yorumlar

29.12.2007

Dawkins, bir gölge süper güç tarafından sarmalanmış, elverişli ve rahat bir ortamda bulunan bir insan dünyasına ihtiyaç duymayan okuyuculara bir parça akıl ve entellektüel bakış ila haz veriyor
28.12.2007

Sergey Mihayloviç’in bu sözleri kadın-erkek ilişkilerinin geçtiğimiz yüzyıllarda da aynı kırılma noktalarını barındırdığını ve aynı temeller üzerine oturduğunu gösterir niteliktedir ve Tolstoy’un bir nefeste okunacak çağdaş bir yapıtıdır.
28.12.2007

Dostoyevski yayıncısı ile yaptığı bir kontrat yüzünden,Kumarbaz’ı yirmi beş günde yazdı.Gırtlağına kadar borca batan yazar 1867 yılında selameti Batı’ya kaçmakta buldu ve dört yıl süreyle orada kaldı. Kendiside kısa bir süre kumarın tutsağı olan Dostoyevski,belki hiçbir romanına kendi yaşamından bu kadar çok şey katmamıştır. Dostoyevski,bizzat yaşadığı bu tecrübeleri “Kumarbaz”romanında,okuyucularına derinden hissettirecek şekilde aktarmıştır
28.12.2007

Yemek pişirerek, yemek yiyerek, yemekler aracılığıyla aşk ilanı, tinsel ve tensel iletişim gerçekleşebilir mi? Laura Esquivel, Acı Çikolata ile, içinde yemek tarifleri, aşk öyküleri ve kocakarı ilaçları bulunan bu romanla bu iletişimin gerçekleşebileceğini kanıtlıyor. Yüzyıl başlarında Meksika'da devrim, eski kolonyal toplumun son kalıntılarını temizlerken, aile geleneğine göre evlenmesi olanaksız, ama buna karşın Pedro'ya delicesine tutkun Tita, yemek yapmayı aşkının iletişim aracına dönüştürüyor. Laura Esquivel bu olanaksız aşkı yemek ve kocakarı ilaçları tanımlarıyla dile getiriyor ve sarsıcı, büyüleyici bir dille bu aşkın ezgisini yaratıyor; yarım kilo soğan, iki baş sarmısak, bir tutam fesleğen, romanın her satırından fışkıran yakıcı aşkın simgesine dönüşüyor. Yazarın ironik, neşeli ve yumuşak bir dili var; yaşam sevgisi ve tensel aşk bu dil içinde büyülü gerçekliğe bağlanıyor. Hiçbir kadın yazar, kadın dünyasını bu düzeyde dile getiremedi. Kısa zamanda on beş dile çevrilen ve yazarın senaryosuyla sinemaya aktarılan, filmi ülkemizde de büyük ilgiyle karşılanan Acı Çikolata, başta Meksika ve ABD olmak üzere yayımlandığı her ülkede satış rekorları kırdı. Bir kez okumakla yetinemeyeceğiniz bir roman.
28.12.2007

Çeşitli sinirsel hastalıklara ilişkin ilginç vakaları kendine özgü bir sıcaklık ve “insancı” bir bakış açısıyla anlatan, nörolojiyi tıp disiplininin dışında kalan insanlara ustaca aktaran ve üslubuyla adeta bir “tıp edebiyatı”nın öncülüğünü yapan nörolog Dr. Oliver Sacks, Dayanacak Bir Bacak’ta bu kez kendisinin hasta konumunda olduğu bir iyileşme sürecini konu ediyor. 40’lı yaşlarının başında Norveç’in fiyordlarından birinde bir dağa tırmanan yazar, karşısına çıkan bir boğadan kaçarken ayağı kayıp düşer ve dizinin tendonları yırtılır. Binbir güçlükle yetiştirildiği hastanede ameliyata alındıktan sonra geçirdiği nekahet döneminde kendini varoluşsal kaygılar içinde bulur.
Dayanacak Bir Bacak, bir tıp adamının hasta kimliğiyle hastane yaşamını, hekimleri, hemşireleri ve iyileşme sürecini, hastanın dış dünyaya ve kendi uzuvlarına yabancılaşmasını anlattığı olağanüstü bir kitap. Sinirsel bozuklukların “veteriner” mantığıyla tedavi edilmesi anlayışını eleştiren Oliver Sacks, klasik nörolojideki mekanik modelin yerine hastanın kişisel ve öznel deneyimlerinin ön planda olduğu, “benlik-referanslı” bir nörolojik yaklaşımı öneriyor.