Toplam yorum: 3.081.886
Bu ayki yorum: 1.566

E-Dergi

nehl Tarafından Yapılan Yorumlar

28.12.2007

Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar’ı Berna Moran, “hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı” olarak niteler. Moran’a göre “Oğuz Atay’ın mizah gücü, duyarlılığı ve kullandığı teknik incelikler, Tutunamayanlar’ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, yapıttaki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır.” Küçük burjuva dünyasını zekice alaya alan Atay “saldırısını, tutunanların anlamayacağı, red edeceği türden bir romanla yapar.” Tutunamayanlar, 1970 TRT Roman Ödülü’nü kazanmıştı.
28.12.2007

İstanbul’dan Çizgiler, Orhan Kemal’in bibliyografyasında yer almayan tek kitabı, ve de basıldığını göremediği ilk kitabı; ayrıca ünlü yazarın yazdığı son kitabı. Bu kadar ilginç istatistiklere sahip bu şirin kitabı daha ilginç kılan başka bir özellik de, 1964 kışında yazılmaya başlanıp tam 5 yıl sonra, 1969’da bitmiş olması. İlk kez 1971’de, Orhan Kemal’in ardından bir anı kitabı olarak basılmış; basılmış basılmasına ama ünlü yazarın bibliyografyasında her nedense yerini alamamış. Oysa, tam bir Orhan Kemal kitabı, İstanbul’dan Çizgiler,... Usta çizer Ferit Öngören’in güzel desenleriyle süslü kitapta, “ezilen insanların” İstanbul’unu anlatır Orhan Kemal. O zamanların varoşları, gecekondu mahallerini dolaşır dururlar, ellerinde kâğıt kalemleri. Hem insanları resmederler hem de İstanbul’u. İstanbul’dan Çizgiler, sazlı, sözlü ve de çizgili bir İstanbul kitabı.
28.12.2007

XVIII. yüzyılın sonunda Paris'te yirmi kadar insan toplandı, bunlar bütün insanların eşit ve özgür olduklarını ileri sürüyorlardı.Bu yüzden bütün Fransa' da insanlar birbirlerini boğazlamaya başladılar.Bu insanlar kralı ve daha birçok insanı öldürdüler. Aynı çağda Fransa' da bir dâhi yaşıyordu.Bu, Napolyon' du.O, herkesi yeniyor, yani ötekilerden daha çok insanı öldürüyordu.Çünkü büyük bir dehaydı.Bilinmeyen bir sebeple Afrikalıları öldürmeye gitmişti bu dahî.Onları o kadar güzel öldürdü, kendisi de o kadar kurnaz ve akıllıydı ki Fransa' ay gelir gelmez herkesin kendisine boyun eğmesini buyurdu. Herkes de boyun eğdi.Sonra İmparator olunca İtalya, Avusturya ve Prusya üzerine atıldı.Oralarda çok insan öldürdü. Prusya'ya gelince, orada Çar Aleksandr vardı.Aleksandr,Avrupa'da bozulan düzeni yeniden sağlama kararı almıştı.Bu yüzden Napolyon' la savaşa girişti. "
28.12.2007

Alplerden soğuk rüzgâr esti, geceyi daha da soğuk bir hâle getirdi. Adam yine zar zor yürümeye devam etti. İleride gözüne küçük bir kulübe ilişti. Kulübeye yaklaştı. Alçak bir kapısı vardı. Yol kenarında gördüğü bekçi kulübelerine benziyordu. İçeride herhâlde kimse yoktu. Hafifçe içeri girdi. İçerisi oldukça sıcaktı. Yerde kalın bir şekilde konmuş otlar vardı. Yüzükoyun yere yattı. Ancak sırtındaki çantasından rahatsız oldu. Onu çıkardı. Başının altına koydu. Tam gözlerini kapatıp uykuya dalacak iken bir ses duydu. Sanki biri hırıldıyordu. Başını kaldırdı. Kulübenin kapısında iri bir Buldog cinsi köpek duruyordu. Tüyleri diken diken oldu. Bu köpek iri yarı ve korkunçtu. Hırlamaya devam ediyordu. Adam yavaşça çantasını sırtına geçirdi. Havlamaya başlayan köpeği bastonuyla kendisinden uzak tutarak kulübeden hızla çıktı.
Biraz yürüdü. Yolun kenarındaki bir taşa çöktü. Biraz dinlenmek istedi. Sonra öfkeyle kendine söylendi:
28.12.2007

Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881) mühendislik eğitimi almasına rağmen çocukluk yıllarından beri edebiyata büyük bir ilgi duymuştu. O dönemde yaşayan Rus aydınları gibi genç Dostoyevski de Çarlık yönetimini eleştiren yazılar yazıyordu. Bu yüzden Çar Nikola tarafından mahkum ve sürgün edildi.
Sürgünden dönünce verdiği eserlerden biri de elinizdeki bu kitaptır. En iyi ve en ünlü eserlerinden biri olan Suç ve Ceza romanını 1866 yılında yazıp bitirmeyi başardı. Dünyanın en iyi romanlarından sayılan bu romanı ile de büyük bir üne kavuşmuş oldu.