E-Dergi

Kıymetinin anlaşılmasını sağlamak üzere ölümün faaliyetlerine ara verdiği dönemde meydana gelen toplumsal, ahlaki, dini, ekonomik, diplomatik vb. alanlarda yaşanan kaosu gözler önüne seriyor kitap. Sonrasında, ölümün 'can alma sistemi'nde yaptığı değişikliğin nasıl karşılandığını anlatılıyor. Anlatımın ve kullanılan yazı dilinin sıkıcılığı konunun enteresanlığıyla dengelenmiş neyse ki. Ölümün işlevsizliği ve sistem değişikliği karşısında yapılan mantıksal çıkarımların 'düz'lüğüne zaman zaman şaşırsam da neler olacağına dair merakımı köreltmeye yetmedi. Kurgunun sonlara doğru değişen ve şahsileşen boyutu ise beklemediğim bir gelişmeydi. Kitabın aynı cümle ile başlayıp bitmesi, benim gibi detaylara vurgun birisi için tatmin ediciydi. Kitap kapağı da içeriği okuduktan sonra anlam kazanıyor, güzel bir detay daha.. Yazarın ilk okuduğum ve beğenemediğim kitabı olan Körlük'ten daha iyi olduğunu kendi adıma rahatlıkla söyleyebilirim.

Ava giderken avlandığımız ve (anti)kahramanlarla birlikte hata yaptığımız, ne yaşanırsa yaşansın dostlukta kazandığımız bir kitaptı. Deniz yolculuğu içeren bölümlerde sıkılacağımı düşünmüştüm, ama yanılmaktan zevk aldım. Okuması ve hayal etmesi güzeldi.

Serinin ilk kitabı. Gökyüzünde üç tane ayı bulunan, yeryüzünde kimlerin/nelerin nasıl yaptıkları belli olmayan Atacam adlı malzemeden yapıları bulunan ve büyücülere ait bir şehrin 'söylentisini' saymazsak çok da fantastik sayılmayabilir. Kurgunun esas yoğunluğu, hırsızlığı bir sanatı icra eder gibi yapmayı seven 'Centilmen Piçler'in meceraları. Heyecanlı ve kendisini okutan bir kitaptı. Tasvirler ayrıntılı ve çok başarılıydı. Çevirisi de çok iyiydi.

Firarinin tarafını tuttuğumuz, sonunu az çok kestirdiğimiz ama sıkılmadığımız, yer yer güldüğümüz, "he valla, var böyle olaylar/kişiler" demekten kendimizi alamadığımız kitaplardan... Benim için öyleydi..
İçimde en çok yer eden bölümden: "O çok cesurdu ama yetmezdi; birisi onu sevmeliydi."

Biyolojisinden jeolojisine, dolaşımından mühendisliğine kadar denizleri ve okyanusları önümüze seren bir kitap. Uzmanlık gerektirmeyen ama heyecanımı ve merağımı tatmin edecek bilimsel bilgilerle yazılmış; her satırında detaylı bir araştırmanın hakkının verildiğini hissettiren; kurgusuna, anlatımına, karakterlerine ve verdiği mesaja bayıldığım bir kitap oldu. İnsanlığın, en üstün varlık olduğunu ve her şeye hakkı olduğunu düşünerek doğada yarattığı tahribatı ve kibiri ve aç gözlülüğüyle kendi kuyusunu nasıl bir umursamazlıkla kazdığını gözler önüne seriyor. Yazarın, sadece hayal gücünü kaleme almakla kalmadığını, verdiği her bir bilginin altını dolduracak bir araştırma ile nasıl her şeyin yerli yerine oturmasını sağladığını kitap sonundaki teşekkür yazısı kanıtlıyor aslında. Çevirisi için de ayrı bir teşekkürü ve tebriği hak ettiğini belirtmem gerekiyor. Benim gibi gizemi, heyecanı, bilimsel bilgiyi seviyorsanız kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.