E-Dergi

Son yıllarda moda olmaya başlayan kişisel gelişim kitaplarından biri. Beynin sağ lobunu kullanarak hayal gücünü geliştirmeye ve olaylara daha farklı bir bakış açısıyla yaklaştırmaya yönlendiriyor. Kitap okununca, gerçekten de sağ beyin fonksiyonlarının önemi daha iyi anlaşılıyor. Büyük projelerin ve buluşların hayal dünyası çok zengin insanlar tarafından ortaya çıkarıldığı dikkate alındığında, konunun önemi herhalde daha iyi anlaşılmış olur. Tek düzelikten kurtulup, hayal dünyasına yolculuğa ne dersiniz?

Işın çelebi, kitabında kendine göre doğru tespitler belirleyip, çözüm yollarını ortaya koymuş. Ancak insanların bu tür şeylere artır karnı tok. Çünkü kendisi bir siyasetçi olan Işın Çelebi, çok önemli mevkilerde de bulundu. Neden tespit ettiklerini yapmadı veya yapamadı? Hani büyüklerimiz demiş ya:"Lafla peynir gemisi yürümez." Bu insanlar maalesef yıllardır boş nutuklarla milleti uyuttular. Hep konuşuyoruz ama yapmaya sıra gelince tık! yok. Kitabı ben okudum, ama okuyacak olanlara bir şey vermeyeceği kanaatindeyim. Benden söylemesi

Kitabın yazarı, yaşanmış bir hayat öyküsünden bahsetse de, yazılanların cok abartılı olduğunu söyleyebilirim. Kitapta anlatılanların yaşanmışlıkla pek alakası görünmüyor. Böyle şeyler ancak mucizelerle olabilir diye düşünüyorum. İlk başta kitabı ben de büyük bir heyecanla alıp okumuştum ama, kitap bittikten sonra hayal kırıklığına uğradım.

Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin, SSCB'nin dağılmasından sonra ne gibi durumlar içinde olduğu, İslami akımlarla komünizmin kıskacında kendilerine yol belirleme mücadeleleri anlatılıyor. Yazar, kendi izlenimlerinin yanında birebir bölge insanıyla yaptığı görüşmelerini de kitabına alarak, olayların gerçeklik payını yükseltiyor. Sovyet Rusya'nın dağılmasından sonra, ABD'nin göz koyduğu bölge iligi alanı olmaya devam ediyor. Bu ülkeler her ne kadar bağımsızlıklarını kazanmış olsalar da, baskıcı komünist rejimin uygulamaları hala devam etmekte. Ayrıca, islami grupların Afganistan benzeri girişimleri de ortaya konuyor. İrfan Ülkü'nün güzel bir çalışma yaptığına inanıyorum.

Yazar, bir asker olarak Sovyet Rusyanın Afganistan'ı işgali ve sonrasında gelişen olayları anı şeklinde kaleme almış. Bir ülkede kardeşin kardeşi nasıl kırdığını ibret verici bir şekilde anlatmış. Bir tarafta General Dostum, bir taraafta Hikmetyar, bir tarafta Rabbani, bir tarafta Talibanlar ve daha niceleri...Orası senin burası benim; ogrup senin, bu grup benim derken ülkeyi mahveden ve sonunda ABD'ye teslim eden bu insanlara ne demeli artık orasını varın siz düşünün. Sonuçta da geriye, ölmüş binlerce insan, yakılıp yıkılmış bir ülke, sefalet içine düşmüş çaresiz insanlar kalmış. En önemlisi de terör bahanesiyle ABD'nin ülkeyi ele geçirişi... Tarihten ders almak isteyenlerin okuyabileceği bir kitap.