Sırf Orwell yazdığı için okuduğum kitap, bende İspanya İç Savaşı'nı daha derinlemesine inceleme ve konu hakkında daha çok araştırma yapma isteği uyandırdı. Bu konuyla ilgili çok iyi bir başlangıç kitabı olduğunu düşünüyorum. Faşizme karşı tek yumruk olması gerektiği düşünülebilecek komünistlerin ve anarşistlerin, nasıl da birbirlerinin kuyusunu kazdığını; her savaşta olduğu gibi, bir dava uğruna çarpıştığını zanneden gençlerin, kodaman siyasetçiler tarafından şiddet potansiyelleri kullanılarak, politikacıların çıkarları uğruna -yani bir hiç uğruna- 14-15 yaşında can verdikleri anlatılıyor.
Orwell, savaşın tarafı olmuş hiç kimsenin, yaşananları tarafsız bir dille anlatamayacağını ve kendi yazdıklarının da mutlak doğru olarak kabul görmemesi gerektiği konusunu defalarca kez vurgulamış. Chomsky'nin de dediği gibi, kendini ideolojik denetim sistemlerinden kurtarmış bu adamın, bu "mümkün olduğu kadar" tarafsız tutumu bile tek başına saygıyı hakediyor. Dünyanın hemen hemen her yerinde olduğu gibi, "ulusalcı değilsen yobazsın", "iktidar yanlısı değilsen postal yalayıcısısın", "Ergenekon davasının siyasi bir rövanş olduğunu dile getiriyorsan darbecisin", "başörtüsü bireysel hak ve özgürlüktür diyorsan şeriatçısın", "Atatürkçüysen jakoben bir elitistsin" gibi kodlamaların yapıldığı Türkiye'de de, etiketleyerek kategorize etme sevdalıların okuyup, tarafsız kalmak, objektif olmak, özgür düşünceye kıymet vermek gibi kavramları idrak etmeleri açısından eşine az rastlanır bir yapıt. Hele ki, cephe gibi insanın en ilkel dürtülerini ortaya çıkaran; çevrenizde arkadaşlarınızın öldüğü bir yerde dahi tarafsız bir gözle yaşananları aktarabilmek büyük bir meziyet.
Hem söz konusu dönemi araştırmak isteyen, hem de "fanatizm bağnazlıktır" diye düşünen herkesin okumasını öneririm.