72. Koğus, bütün cezaevlerinde olduğu gibi cezaevinin en yoksul, yoksul olduğu için de en pis koğuşuydu. Buranın insanları ayağa kalkmış birer solucandılar. Devlet baba her hükümlü gibi onlara da günde kara birer tayin veriyordu. Bazen kupkuru, bazen fırından yeni çıkmış ama, her zaman çamurdan farksız.”
İşte bu koğuşta yatan Kaptan bizim kitabımızın kahramanıdır. Yokluk içindeki bir hapishane koğuşuna ,bir gün oradaki mahkumlardan birine annesi tarafından yollanan para ,güneş gibi doğar. Zamanında babasını öldürenlerden öcünü yine aynı yöntemle almış Kaptan’a , hayatta olup olmadığını dahi bilmediği annesi iyi bir para yollar. Eline geçen bu para Kaptan’ı o fakir koğuşun kralı yaparken , etrafında bize de düşer elbet diyen soytarılar birikir. Saf ve bir o kadar da delikanlı olan Kaptan , kumarda çoğalttığı parayı sonunda bir kadın uğrunda yitirir. Ama yitirdiği tek şey para olmayacaktır