Canistan Hakkındaki Yorumlar

Çok kısa hemen okunabilecek yarım bir eser keşke tamamlanmış olsaydı. Yusuf Atılgan gerçekten muhteşem bir yazar

yusuf atılgan'ın son romanı. yarım kalmış bir eserdir.

Bir oturuşta okunabilecek bir eser. Bitmemiş hissi uyandırmıyor fakat diğer Yusuf Atılgan romanları kadar çarpıcı olmayışı bitmemiş olmasının bir sonucu.

Alır almaz bitirirsiniz boş zamanınızda biraz etkilenmek istiyorsanız açın bu kitabı okuyun derim.

Yarım kalmış denemeyecek kadar hoş ve realist bir eser...

Kitap ne yazık ki yarım kalmış bir roman. Yine de mevcut hali pek fazla bir eksklik hissettirmiyor. Yani bir olayın tam ortasındayken hikaye bitmemiş.
Genel bir değerlendirme yapacak olursak Atılgan'ın Aylak Adam'ı ve Anayurt Oteli eserleri yanında bu roman ikinci sınıf kalıyor.

Milli mücadele döneminde Manisa ve çevresinde geçen olayları ve insanların o günlerdeki günlük yaşamlarını anlatan kısa ve akıcı bir roman..

Okurken insan keşke yarım kalmasaydı demekten kendini alamıyor. Yusuf Atilgan' in kendine has tarzını her satırda hissedeceksiniz.

yarım kalmış bir eser.. bazı eksiklikler olsa da Yusuf atılgan üslubu kendini gösteriyor.

atılgan, tür olarak biraz bozuk bir dil kullansa da bence kesınlıkle okumaya deger bir yazar..

Bir Yusuf Atılgan dinginliği. Okurken yormaz, 'taşra'yı en iyi işleyen yazarlarımızdan denebilir. Canistan'da sosyal-ekonomik, kent-taşra girdabından çıkmış bir kitap. Muhakkak okuyalım.

yusuf atılgan bazılarına göre üslubu açısından sapık olarak nitelendirilse de benim belki de en sevdiğim yazarlardan biridir. Her eserini okudum, son olarak yarıda kalan bu eserine geçeceğim ve bu kitabın da diğerleri gibi muazzam olduğu konusunda hiçbir şüphem yok

Diğer romanlarını okumuşsanız, bu yarım kalan romanı da mutlaka okumak isteyeceksiniz.eğer hiç okumadıysanız modern romanımızın en iyi yazarlarından birini tanımak sizi mutlu edecektir.

Belki tamamlansaydı "Aylak Adam" ve "Anayurt Oteli" kadar başarılı olabilecekti. Lakin yarım kaldığı ya da üzerinden geçilmediği açık. Yazarın sevenler tarafından, bitmemesine rağmen, beğenilecek bir kitap.

Herkese, tavsiye ederim.

Tarıma merakınız varsa okuyun, edebiyat merakınızı karşılamaz..

yarım kalan kitap.... Keyifliydi. Ancak taşra tarafında geçen bir roman olduığu için, çapa tırmık kıl yün gibi işlerden çok fazla bahsediliyor ve açıkcası biraz sıkıldım o kısımlarda. Bunu da kitabın aslında gerçekten tamamlanamamış olmasına bağlıyorum.Yine de seriyi tamamlamak adına tavsiye ederim.

Güzel kitap... Hakikaten bitmemiş denemez. Yusuf Atılgan'ın diğer kitaplarındaki kadar komplike anlamlar, üslup farklılığı yok. Okunası, zevkli ve yazarın sanki son romanını yazdığını hissederek kaleme aldığına inandığım bir kitap.

Yusuf Atılgan'ın kısa ve öz romanı Canistan'ı kesinlikle okumalısınız

Yusuf Atılgan'ın kitapları arasında en pasif olanı... Diğerlerinden sonra en son okunmalı.

Yusuf Atılgan yaşasaydı çok daha güzel olabilecek bir eserdi.

insanların içinde saklı kalanların ne kadar tehlikeli bir silah olarak ortaya çıkacagını gösteriyor. kurtuluş savaşı ve anadalu arka fona çok iyi yerleştirilmiş.

Yusuf Atılganı Aylak Adam ve Anayurt Oteli ile bilmemize rağmen bence bu eser ikisi ayarında . Gerçekten üst düzey. Şiddetle tavsiye ediyorum

Yusuf Atılgan'ın roman kahramanları için "sevgi" yerine"sevgisizlik" sözcüğünün daha sık kullanıldığı ortada. Bu herhalde yazarın sevgiyi en çok yüzeye çıkaran kitabı. Yıkma, Yok etme isteği olsa bile yok eden en çok burada etkileniyor.

yine yusuf atılgan'ın kalitesini ortaya koydugu bir roman olmus. yazarın son bölümü ölümünden dolayı yazamadığı söylenir ama romanı okuyunca son bölümün eksikliğini hissetmiyorsunuz.

Yazar son bölümünü yazamadan ölmüş ama Yusuf Atılgan'ın diğer kitaplarına da bakarsak onlarda da bir sonuç yok. Bu yüzden benim için Canistan eksik bir roman özelliği göstermiyor ama son bölümü de olsa iyi olurdu, insan merak ediyor. Kitapta benim en çok dikkatimi çeken şey ise Yusuf Atılgan 27 Haziran 1921 tarihinde doğmuş ve Canistan da 26 Haziran 1921 gecesi başlıyor. Neden bu tarihi seçmiş, doğrusu acayip merak ediyorum.

Elime geçtiği gün bitirdiğim bir roman. Yusuf Atılgan bir çırpıda bir çırpıda heyecanla okunan bir eseri tamamlayamadan hayatını kaybetmiş.Türk roman tarihinin unutulmaz ismi olduğunu az ama öz olan eserlerinde okudukça yad ettiğimiz bir üstat Atılgan.

İnsan ister istemez sonunu nasıl bitirecekti yazar ,diye düşünüyor.Ali'ye de,Selim'e de üzülüyorsunuz.Çok beğendim,tavsiye ederim,

bitmemiş roman ama bitmemiş hali bile çok güzel ve okuduktan sonra hiç bitmese diyeceksiniz

kitap aslında dört bölüm olarak düşünülmüş fakat yazarın ömrü dördüncü bölüme yetmemiş.
bu yüzden eksik bir roman ama okuyan bu eksikliği bilmese roman sonuna kadar anlayamaz da.
tek sorun ilk üç bölüm öylesine ahenkle yazılmış ki ve öylesine dantel gibi dokunmuş ki o yazılmayan son bölüm merakınızı çekmekle beraber aynı zamanda bir burukluk da yaşatıyor.
edebiyatımızın unutulmazlarından canistan mutlaka okunması gereken bir roman.

Öncelikle adıyla çok ilgimi çekmişti bu eser. Ve Yusuf Atılgan’ın son eseri. Tamamlayamadan vefat etmiş. Bu açından da ilgimi çekti. Yazar, Anayurt Oteli’nde kasabadaki bireyselleşmeyi ve insan psikolojisini cinsellikle birleştirerek anlatmıştı. Aylak Adam’da ise kentteki yalnız insan görünüşünü çizmişti. Canistan’da ise köy yaşamını konu alıyor yazar. Duruşma, Yargıç ve Tanık bölümlerinden oluşur roman. Yazılamayan bölümü ise Sanık’tır. Çocuklukları beraber geçmiş olan Tokuç Osman’ın oğlu Ali ile yanaşma Selim’in romanıdır Canistan. Selim, kendisini aşağıladığını düşündüğü Ali’den yıllar sonra öcünü alır. Ama öç duygusu o kadar saçmadır ki yandaki çete arkadaşları anlam veremezler. Bunlar Duruşma bölümünde anlatılır. 1906 yılında başlayan roman Kurtuluş Savaşı yıllarıyla beraber 1922 yılına değin uzanır. Ve romanda daha çok Selim anlatılır. Selim Ali’ye yaptıklarından sonra geçmişini düşünür ve yaşadıklarını anlatmaya başlar. Dul bir kadının yanına girer ve sonunda onunla evlenir. Kadın doğum yaparken ölür ve Selim askere alınır. Daha sonra askerden kaçar ve kaçak yaşamaya başlar. Bunları anlattıktan sonra bir Yunan karakolunu tek başına basmaya, yani ölüme kendi ayaklarıyla, gider. Bunlar da Yargıç’ta anlatılır. Tanık bölümünde ise askerden beraber kaçtığı Kadir’e aittir.
Gerek dil ve anlatımı gerekse konusu itibariyle ben çok beğendim. Tavsiye ederim.

İlk okudugum Yusuf Atılgan kitabıydı. Yaşar Kemal'in anadoluyu anlatan tarzını hatırlattı bana.Son bölümü yarim kalmış.Yazar tamamlayamadan hayatini kaybetmiş.

Yarım kaldığına inanamayacağınız derecede derin bunalımlar, isyanlar ve aylaklıklar yusuf atılgan’ın diğer romanlarında olduğu gibi bunda da sizi buhranlara sürüklüyor adeta. karakterlerin yalnızlığıyla kitap boyunca kederleneceğiniz harika bir roman.

yazarın son romanı sade yarım kalmış hikayeler

Kitaba başlarken biraz tereddüt ettim. Çünkü yazar bu kitabı bitiremeden ölmüştü, sonu gelmemiş bir kitap bende nasıl bir duygu yaratır, acaba sonunu nasıl bitirecekti sorularıyla boğuşur muyum diye. Ama gerçek şu ki yazarın okuduğum ikici kitabı ama bence hangi kitabını okursam okuyayım bunun yeri farklı olacak diye düşünüyorum. Yazarın Aylak Adam’da da dediği gibi; Bir sanatçının en güzel eseri hiç bitmeyecek olanı değil mi?

Aylak Adam ve Anayurt Oteline göre biraz arka planda kalmış gibi gözükse de savaş dönemi Ege'sini yaşanan aşkları , sevgiyi, eşkiyalığı, imkansızlığı, inatçılığı, günahları, gündelik hayatı, cinselliği, toplumsal sıkıntıları tek bir karaktere indirgemeden bütün karakterlere özellikleri dağıtarak olduğu gibi , yalın haliyle yazmış bir dostluk, aşk hikayesi .

Yusuf Atılgan'ın okuduğum en güzel eseri. Bu kadar kısa bir kitapta bu kadar uzun bir hayatı anlatması inanılır gibi değil. Sadece bir hayatta değil...

Canistan...
Ben ki kitap okumaya son sayfalardan başlayan bi okuyucuyum (hep tuhaf karşılanıyor, sonunu bildiğin şeyi neden okuyorsun deniyor; ama sona nasıl ulaştığı daha heyecan verici bence) ve ilk defa okuduğum son, yazarın zihninde kurguladığı bir son değildi. Bu kitaba başladığımdan beri bunun merakı, heyecanı, anlamlandırma çabası içindeyim. Yusuf Atılgan'ın önce "İşkence" adını verdiği ve dört bölümden (Duruşma, Yargıç, Tanık, Sanık) oluşmasını tasarladığı bu romanın son bölümünü yazamadan aramızdan ayrılması üzerine roman 3 bölüm olarak kaldı.. Her ne kadar yazarın zihninde kurguladığı gibi bitmese de yarım kalmış bir roman demek o kadar zor ki... Ali ve Selim ile başlayıp Kadir ile bir sona ulaşan bu roman benim için soru işareti olarak kalacak.. Bu gerçekten kitabın sonu değildi, fakat daha başka bir son mümkün değil gibi de aynı zamanda. Ve şimdi hiç öğrenemeyeceğim bir sonun merakı içimde..

Yusuf Atılgan'ın okuduğum en güzel eseri. Bu kadar kısa bir kitapta bu kadar uzun bir hayatı anlatması inanılır gibi değil. Sadece bir hayatta değil anlatılan, birbirine bağlanmış bir kaç yitip giden hayat...

Şimdi bu kitap yarım kalmış diyoruz ama bu haliyle güzel. Yani o yarım kalmışlığı hissetmiyorsunuz. Çok kısa ve de akıcı olduğundan hızlıca bitiyor. Fiyatının komikliğinden bahsetmiyorum bile :) Sevgiler.

Nasıl isterdim kitabın bitmiş halini okuyabilmeyi... ama bu haliyle bile lezzetliydi. Biraz S.Ali bira Yaşar Kemal havası sezdim. Tavsiye ederim.

harika bir serüven

Her ne kadar yazarın tamamlayamadığı bir eser olsa da, ömrü vefa etmemiş olsa da, bence tadında bir roman…

Rahmetli yaşasaydı kitabi tamamlasaydi harika olacakti. Yine severek okuduğum,kendimi bulduğum bir eser. Eserde ki çocukluk arkadaşının kinini halen çözemedim :)

Selim, Ali derken... Kadir' e kaldı dünya! Güya tamamlayamadan ayrılmış aramızdan Atılgan. Basbayağı bitirilmiş roman... Kim kime... Dum duma... Hayat illa kalır yaşayana!
Konu itibari ile dini hikayelerle ders vermeye uğraşan televizyon filmlerine ilham olacak kadar sıradan bir eser olsa da okurun iç dünyasında sorgulara neden oluyor.
Dili itibariyle diğer kitaplarından daha basit. Hatta kurgu ve yapı itibariyle de anlaşılır olmuş gerek Aylak Adam' dan gerek Anayurt Oteli' nden. Okunmalı diyemeyeceğim. Okunursa bilinmiş olur sadece!

Belki de tamamlanmadığı için, belki de köy işlerinden çok haz etmediğim için tam bilemiycem ama çok hoşuma gitmedi. Hikayenin iddianame gibi yazılışı, Yusuf Atılgan'ın ustaca birşeyler düşündüğünün ipucu gibi. Keşke tamamlayabilseydi.

Günümüzde çok az bulunan bir şeye dair bir roman:"Dürüst Aşk".İnsanın en doğal aşk tanımından yola çıkıyor;tensel aşk.Sonrasında bu aşkın vefa ile buluşarak gerçek sevgiye dönüşmesini anlatıyor.Bu kadar kolay okunan ve görece olarak da sayfa sayısı az olan bir romanla bu kadar derin duygular hem de olaylar örgüsü içinde nasıl anlatılıyor?Bunun da cevabını bulmamız zor olmasa gerek;zira karşımızda:Yusuf Atılgan duruyor!

Kitap, yazarın ölmesi ile yarım kalmış ama eksikliğe rağmen kitabın yarım kaldığını düşündürtmeyecek güzellikle bir eser ortaya çıkarılmış

Bitmemiş olmasına rağmen karakterlerin keskinliği ve akıcılık romanı okunur kılıyor. Zaten Yusuf Atılgan'ı bilenler onun karakter üzerinde ne denli titizlikle durduğunu bilirler. Roman sanatı açısından harika... Tavsiye ederim.

Sapkın bir anlayışla başlayan bir düşmanlık, macera dolu bir yaşayış ve sürpriz bir karşılaşma. Çok sürükleyici bir kısa roman. İnanın 2 günde bitireceksiniz. Anayurt otelini beğenmiştim, Aylak adama ise hayran kaldım. Canistan beni uçurdu. Daha nedenir ki..