Dostoyevski'nin insan ruhuna tuttuğu ışığa hayranım. Bu kitapta da şizofrenik bir vakanin hikayasini anlatmış.
Kitabin kahramanı memur Goladkin sıradan bir memurdur fakat saygıdeğer insanlar arasında hayalini kurduğu bir hayat yaşamak ister. Bunun için sosyetenin oturduğu mahalleden bir eve taşınır, uşak tutar, pahalı eşyalar alır; kısacası icerisine girmek istediği insanlar gibi yasamaya calisir lakin; sakin ve pısırık kişiliği yüzünden, imrendiği o çevre tarafından bir türlü kabul görmez. Bir gün davet edilmeden gittiği bir partiden yaka paça dışarı atılması nedeniyle yaşadığı ruhsal çöküşle; hep baskıladığı, kontrol altında tuttuğu tarafı olan ÖTEKİ ile sırılsıklam olmuş bir halde köprüde yürürken karşılaşır.
Kişilik bölünmesinin cok güzel işlendiği bir hikaye olmuş.