1915 İstanbul’unda geçen roman, bacağından 7 senedir ileri derecede hasta olan 15 yaşındaki bir gencin duygularını ve bu hastalık karşısındaki tutumunu hastanın yine kendi gözlemleriyle yansıtıyor. 1. Dünya Harbi’ne katılmış bir ülke, entelektüel geçinenlerin Almancılık - Fransızcılık eğilimleri ve baş karakterimiz olan gencin hastalığının yanında dürüst aşkı, karşılıksız sevgisi ve ızdırap ızdırap… Alkım yayınevi özellikle genç nesil için anlaşılması zor olan kelimeleri de sadeleştirerek gerçekten güzel bir yayım gerçekleştirmiş.
Romandan: “Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler”, “Istıraptan korkmamanın tek ilacı ıstıraptır. Bu ateş o ateşi söndürür”, “Bizden uzaklaşmadıkça bize görünmeyen sıhhat, alışkanlığın verdiği hissizlikle, sağlamların şuurundan kaçıp nasıl ve nereye saklanıyor?”, “En basit toplumsal davaları anlamayacak kadar yabancı tesirler altında şahsiyetlerini kaybeden bu insanlarla münakaşaya mecbur olmanın küçüklüğünden muzdariptim” İyi okumalar...