Refik Halit Karay'ın torunu Ender Karay tarafından günümüz Türkçesine uyarlanarak okuyucuya sunulan kitap, genci-yaşlısı, kadını-erkeği, işçisi-memuru, zengini-fakiri ile Anadolu'nun farklı insan tiplerini, gerek duygu ve düşünce dünyalarıyla, gerekse yaşayış ve davranış tarzlarıyla, oldukça etkileyici bir üslupla ve 1920'li yılların edebiyat anlayışı gözönüne alındığında oldukça cesur ve açık bir biçimde anlatan hikayelerden oluşuyor. Özellikle Yatık Emine, Şeftali Bahçeleri, Yatır, Sus Payı, Ayşe'nin Yazgısı ve Vehbi Efendi'nin Kuşkusu en beğendiğim hikayeler oldu. Kitaptaki son hikaye olan "Garaz"ın sonundaki şu söz ise Anadolu insanının "kısa söylediğiyle uzun anlattığı" genel özelliğini öyle güzel vurguluyor ki: "Malımı it yediği yetmiyormuş gibi şimdi de bağrımı bit yiyor"