Struma gemisini, Mavi Alay'ı, Nazi Almanyasını, İstanbul Üniversitesi'ndeki yabancı profösörleri, bunların yanında bağımsız kalmaya çalışan bir kadının ilişkiler yumağını, dedikodunun, önyargının, iktidar mücadelelerinin boyutlarını, ve tabii ki aşkı okudum satır aralarında. Hem keyif aldım, hem kafa yordum, hem de yakın tarihimize ne kadar yabancı olduğumuzu bir kere daha gördüm. Keşke romanlar gibi, kurguyla zevkle, anlaşılır şekilde öğretilse tarihimiz. Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk kitabı olduğundan karşılaştırma yapmam mümkün değil, son kısımın biraz uzatılmış gibi gelmesi dışında çok başarılı buldum.