Darağacında Üç Fidan Hakkındaki Yorumlar

bir zamanlar tarihimizde ki felaketi anlatan bu ülkenin güzel ve yaşanır hale gelmesi için çalışan gençlerimiz anlatan bu kitap biraz günlük defteri gibi olan anlatımıyla o zaman ki tarihin içinde kayboluyorsunuz ayrı bir zevk veriyor.

Ülkemizin en karanlık dönemlerinden birini,aydınlığın karartıldığı,gençlerin ve düşüncelerinin,ilericliklerinin prangalandığı bir dönem..oyle bir donemki etkilerini,o günlerde yitip giden degerlerimizi şuanki gençliğimize bakarak daha net kavrıyabiliyoruz..Roman değil belgesel niteliğinde bir kitap..aynı suçlarla şuanda yargılansalar en fazla 6 ay ceza alacak olan fidanların koparılmasının öyküsü..teşekkürler nihat ağbi..

bu kitabı yıllar önce okudum çok etkilenmiştim bunda yazarın anlatımındaki samimi tavır da çok etkili olmuştu özellikle idam gecesi o kadar yaşadıkları şeye rağmen ölüme giderken bile davalarını savunmaları çok muhteşem bi inanç bu üç fidanı herkesin tanıması gerekir ama yanliş değil o yüzden bu kitabı okumalarını tavsiye ederim

Sinani Yusuf ve Hüseyin. Üç fidan, üç güçlü yürek.. Bu 3 genç idama giderken bile başları dimdikti ve hala vatanı için yaptıkları mücadele devam ediyordu. Yakın geçmişimize ışık tutan bu kitap için teşekkür ediyorum sevgili Nihat Behrama.Yüreğine kalemine sağlık...

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydılar.Kendileri gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,yüreklerinde yaşayarak katıldılar o büyük kavgaya.Ecelsiz öldürüldüler,dövüldüler,vuruldular,ASILDILAR...Saygı ve özlemle...

zamanımızda sadece iki iedeoloji kaldı amerikan yandaşı amerikan düşmanı kesinlikle ben amerikan yandaşı değilim ve bu insanların öldürülmesinde kesinlikle amerika var. bu insanları asanlar bana milleyertçilikten vatanseverlikten bahsetmesin amerikalıların emirlerini yapan hiç bir insan türklükten bahsetmesin.

Türkiyenin geçmişte yaptığı hataları ve bir askeri darbenin yaptığı birçok şeyi 3 gencin üstüne yıkması ve Türkiyeye çok yararlı olabilecek 3 tane pırıl pırıl gencin idamlarını anlatan en güzel kitaplardan biri.O gençler yıllar önce "Kahrolsun Emperyalizm","Yaşasın Halkların Kardeşliği" derken sanki bugünü görmüşlerdi

Nedense bir kitap hangi ideolojinin yanındaysa o kitabın yorumlarını yapanlar da hep o ideolojiyi sahiplenen kişiler oluyor. Arkadaşlar biraz mantıklı olun bu kitaba yorum yapanlar neden emperyalizmi savunan bir kitaba yorum getirmiyorlar. Bunun iki sebebi var ya cesaret edemiyorlar ya da hayata at gözlüğüyle bakmayı düstur edenler gibi diğer fikirde olan kitapları okumuyorlar. HER HOROZ KENDİ ÇÖPLÜĞÜNDE ÖTER AMA HER HOROZUN BAŞI DA KENDİ ÇÖPLÜĞÜNDE KESİLİR

"Yaşasın Türkiye halkının bağımsızlığı, yaşasın Marksizim-Leninizmin yüce ideolojisi, yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!".. Ciğerinden yükselen son sözcüğü taşıyan nefes, dudağına varamadan gırtlağında tıkandı.. Damaklarında Mustafa Kemal'in devrettiği bayrağı başarıya kadar ulaştıramamanın verdiği buruk bir tat; ölüme vatanları uğruna seve seve, başları yukarıda gittiler. İşte bu üç fidanın darağacına gidişini ve sonrasını anlatan, Nihat Behramı'n şiirleriyle süslü muhteşem bir çalışma. Türkiye demokrasisini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir klasik..

Deniz, Yusuf, Hüseyin...Darağacında üç fidan.'...biz halkımızın kurtuluşu ve Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesi uğruna, şerefimizle bir defa öleceğiz.Bizi asanlar ve astıranlar hergün bin defa öleceklerdir.' diyen sesleri.Onlar bir ışık, karanlığa bir duruş.Yiğitlikleri ürkütmüştü sabahın serinliğini...Toprak temiz ve sakindi.Bağrında kor gibi düşünceler, ateşten yürekler vardı saf toprağın...
'Onların inandıkları yolun değerlendirilmesi ne kadar tarihin sorunuysa, onların yargılanış biçiminin değerlendirilmesi de o kadar bugünün sorunudur...'
Darağaçları artık kırmasın güvercinlerin özgürlük taşıyan kanatlarını!!!

yıllar önce düşüncelerimin netleşmeye başladığı günlerde okuduğum bu kitap tamamen hayata bakışımın ön sözü oldu.. onları tanımak ve yaşadıklarını içimde hissetmek, uykusuz geçen gecelere sebep olsa da, değdi.. keşke onlarında yaptıkları insanımıza değseydi...saygıyla anyorum, ve sizi çok seviyorum.. yusuf, deniz ve elbette ustam hüseyin.. nihat behram'ı da tebrik ediyorum..

türkiyede çok büyük bir kitleyi peşinden sürükleyen bir akımın büyük devrimcileri.
bunların her ne kadar otobiyografisinin anlatıldığı yansıtılmış olsada kitapta sadece bu üçlünün özelliklede Deniz Gezmişin hayatının sadece davalarının bölümünden başlıyor.
bu eksik bir bölüm.
ama neyseki kitapta duruşmada verilen savunmadan dilekçelerine tutunda ailelerine yazdıkları mektuplardan bile bahsedilmiş. hatta fotografları (ailelerinin) bile var.
bu yönüde eksik yanlarını kapatan bir kitap diye düşünüyorum.
iyi okumalar.

''BİR MİLLETİN ONURU, ŞEREFİ ve HAYSİYETİ HİÇ BİR DEĞERLE ÖLÇÜLEMEZ'' tabi bunun bilincinde olmakta ayrı bir erdem gerektirir..... o dönemde bu bilinci ruhunda taşıyan 'ÜÇ FİDANI' ve adı anılmayan 'NİCELERİNİ' bugün rahmetle anar NİHAT BERHAM'a teşekkürlerimi sunarım.......

Yakın tarihimize ışık tutan bu olayları yaşayamayanlar ve yaşayıpta daha objektif ve doğru görmek isteyenler için Nihat BEHRAM yazmış ve mutlaka okunmalı..Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yaşadığı o son günleri ve bu insanların nasıl ölüme giderken hala vatanı için mücadele ettikleri okunmalı ve ders alınmalı diye düşünüyorum...Sevgilerimle...

deniz gezmiş ve arkadaşları... ve dar ağacında üç fidan... Nihat Behram sana sonsuz teşekkürler... bir insan düşününki son nefeslerini verene kadar ülkeyi düşünsünler... hemde dar ağacında ölecekken. tarihe damgasını vuran olayların iç yüzü. tüylerim diken diken olarak okuduğum bir kitaptı dar ağacında üç fidan, mutlaka herkes okumalı. denizin çözlmeyen zincirleri, yusufun boğazında iple haykırışları ve diğerleri saygılarımla...

Solculuğu meydana getiren değerlerden çok azını kabul edebiliyorum. Hatta birçok yönüyle ters düştüğümüz, inkâr edemeyeceğim bir gerçek. Tüm bunlar bir yana, bu eseri okurken hiç olmadığım kadar objektif olmaya çalıştım. Deniz'in, Yusuf'un, Hüseyin'in ve diğerlerinin istedikleri çok doğru, yaptıkları eylemler için de haklı ya da haksız yanlar bulunabilir. Ortada külliyen var olan bir yanlış varsa, o da bu gençlerin idam edilmeleridir. Kitabı okurken, çok garip oldum. Ortada var olan yanlışları görüp bir şey yapamamak insanı ne denli kahreder. Geçenlerde bir televizyon kanalında 68 kuşağına ait bir program izledim. Gazeteci - Yazar Sn. Ergin KONUKSEVER ki kitaptaki resimlerin çoğu kendisine aittir, o günleri tüm çıplaklığıyla, adım adım anlatırken ben tekrar hüzünlendim ve onun anlattıklarını dinlerken kitaptan okuduklarımla sanki o olayları ben de yaşamışım, sanki o gün aralarında ben de varmışım gibi hissettim kendimi. Dedim ya, ben solcu değilim, solculukla da alâkam yok; ama bu kitabı en kral solcular kadar savunuyor ve kesinlikle okumanızı diliyorum.

Kesinlikle ve kesinlikle şahane.Bu üç şahsın görüşlerini benimsemiş insanlar için mükemmel bir eser, bu görüşü benimsemeyenler için se yakın tarihe ışık tutacak bir yayın. En azından herkes için güzel bir hatırat kitabı olabilir.....

Tarihe ışık tutan vedevrimciyim diye geçinen solcuların okuması ve ibret alması gereken bir eser. Nasıl idealist olunacağını ve idealler yolunda nelerin feda edilebileceğine dair üslubu güzel, şiir tadında bir eser. Yayımlandığı yıllarda fırtınalar koparan bu kitabı yıllar sonra da olsa alıp okumak lazım.

biraz yanlı bir tutumla yazılımış olmasına rağmen yalın ve düzgün bir anlatım şekline sahip bir kitap bence.bunun yanı sıra da kitabın bazı bölümlerinde ise abartı ve duygusallık ön plana çıkmakta.her ne kadar da bu gibi kusurları olmasına ragmen bir mum ışığı kadar da olsa türkiye'nin yakın geçmişindeki bir takım olaylara ışık tuttuğu inancındayım.