Balıkçı ve oğlu kitabını yazdığını biliyordum ki, ilk bölümünü zaten gazetede yayımlamıştı daha önce. Kitabı çıkar çıkmaz almış, fakat yazdığı bu deniz hikayesini deniz kenarında okumak istediğim için biraz bekletmiştim. Deniz kenarına inip kitabı elime aldığımda öyle akıcı ve keyifli bir hikaye çizdiğini gördüm ki, denize girmeyi unuttum desem yeridir. Güncel toplumsal olaylara; göçe, kıyıların imara açılmasına, deniz kirliliğine, balık yetiştiriciliğine, kısacası Ege'de ve Akdeniz'de canımızı yakan ne varsa hepsine küçük küçük dokunarak bu incecik kitapla kalbimi eritmeyi yine başardı. Mustafa ile Mesude'nin hikayesini askı olarak kullanmış ve sıraladığım olayları birer birer bu hikayenin üzerine asmış. Kitabın sonunda da birçok kitabında olduğu gibi kendisiyle kitapla ilgili yapılan söyleşiye yer verilmiş. Kitapla ilgili söyleyeceğim son şey, bir Ege hikayesi, bir deniz hikayesi olmasından dolayı bana Sait Faik'i anımsatması oldu.