Sona Son Kala Hakkındaki Yorumlar

ekoçbaş 03.10.2014
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
yazar çok çarpıcı ve değişik bir bakış açısıyla tamamen ayetler ışığında dile getirdiği güncel konuları içeren bir kitap
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
fırtına vadisi 04.05.2011
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
2012 ve iki deniz arası ile birlikte mutlaka okunması gereken bir kitap, bakış açısını değiştirir nitelikte, gayet akıcı ve çok ilginç tespitler yer almakta
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
erken1 11.10.2010
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
sona son kala kitabın adı zaten belli ediyor içeriği bügünkü bebeler dede olamaz belki diyor yazar.önce bu kitabı sonra da 2012 ve iki deniz arasında adlı eseri okumak lazım birbirinin devamı olarak yazılmış zaten.günümüzdeki olayları kahinler değil ayetler açıklıyor zaten bazı olayları ilimle bilimle ispatlanana kadar aklımız almasa da birgün gerçek ortaya çıktığında vay be ayette demek buna işaret ediliyormuş diyoruz.

bir ayeti 7 yıl düşünen bir kişi normal bir kitap yazmaz mutlaka okuyup istifade etmek için geç kalmamak lazım.yazarın 1 kitabını aldım şimdi tüm kitaplarını okudum 2 ayda.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (21)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Bu kitabı okumadınız mı? Bir yazarın kalemi bu kadar güçlü olabilir. Allah kendisinin muvaffakiyetini daha da arttırsın. Yazarın bireysellik üzerine yazdığı kitaplardan sıyrılıp toplumsal üzerine yazdığı ilk kitabı. hakkını da vermiş zaten. Bence Müslüman kardeşlerimizin hemen okuması gerekiyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-501705 08.12.2011
Alagaş'ın gecmis kavimler ve dunyadaki son iklimsel ve toplumsal olaylardan yola cikarak onemine deginmek istedigi konu olan kiyamete hazirlikli olmayi, ortalama bir uslupla ele almis. Kitabi begendigimi soyleyemeyecegim pek.. İcinde katilmadigim bircok nokta var.. Mezheplere ve Siffin olayina bile deginmis..Mezhepler konusundaki yakinmalari hakli bir serzenisi dile getirse de Siffin icin "taraf olunmamasi" gereken bir olay olarak addedip olayda hakliligi karsi tarafca bile itiraf edilen imam Ali ve ehlibeyt faktorunu, peygamberden sonra muslumanlarin hangi ornegi takip edecekleri konusunda es gecmesi, Alagas'a inzivanin pek yaramadigi gercegini belgeliyor. Adeta İzmir'deki evinde herkesten alakayi keser vaziyette yasamasi, onu zamanla kendi kendisinin imami, kadisi ve muftusu konumuna itmis..Tespitlerini "en dogrusu bu" edasiyla anlatmasi bile kitabini bircok konuda yeterince itici bulmami ozetler herhalde.. Siffin konusu uzerine umarim nefsinin gormek istemeyecegi yonlerden bir bakis acisi denemesi yapar.. Okunmasa da olur gorusundeyim..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
ruzgarım 21.10.2009
SONA SON KALA


— Kitap büyük bir gerçeği gündem edinerek okuyucularıyla buluşmuş; Kıyamet. Kıyamet saatinin çok ama çok yaklaştığı, ayetlerden yola çıkılarak üstüne basıla basıla haykırılıyor. Bugünün bebelerinin, yarının dedeleri olamayacağını düşünüyor yazar. Bindörtyüz yıl evvel Rasulullah(s.a.v.)’ta çok yakın olduğunu söylüyordu.

— Özellikle Filistindeki Müslümanların en son çare olarak başvurdukları istişhad eylemleri kınanıyor ve o insanların kâfirleri Allahla değil de kendileriyle korkuttukları söyleniyor. Acaba o Müslümanların düçar oldukları halde olduk mu hiç? Onların psikolojilerini yaşayabildik mi? Ben şahsen, onların Allaha sonsuz güven duyduklarını ve kendilerini feda etmelerini yine Allaha gitme olarak gördüklerini düşünüyorum.

— Yazar, Kuran’a hak sorular sorulursa, hak cevaplar alınır diyor ve bunu temellendiren birçok soru öneriyor okuyucuya. Kanaatim odur ki, yazar, evvela Kitabullah’ta aradığı cevapları bulmuş ve soruları daha sonra oluşturmuş. Cevabı çıkmışsa, soruları sormak ve oluşturmak zaten kolaydır.

— Yazar, bütün fikriyatını ayetlerle örüyor, hadislere hiç başvurmuyor. Kitapta yoğun bir fikir fırtınası var. (Şahsım adına söylemem gerekirse, beni epey yordu. Bu demek değildir ki, yazarı ilk kez okuyorum; hayır okumadığım eseri nadirdir. Ama bu son eser, fikri, zihni ve zikri planda beni, tabiri caizse, allak bullak etti.) Düşünceleri ayetlerle örmek ve tüm meselelere Kuran penceresinden bakmak elbetteki çok güzel; buna diyecek söz yok. Lakin yine uygunsa tabirimiz, Rasulullah(s.a.v.)’a hiç söz hakkı verilmemiş. Rivayetlere itibar etmeyen yazar, kanımca Rasulümüzün sözlerinin kapısını çalmalıydı. Yani bu kadar önemi haiz, hayati bir mevzu dile getirilecek, üzerinde düşünülüp tefekkür edilecek; ama Allahın Rasulüne hiç sorulmayacak, “ne dersiniz bu konuda” diye? Biricik önderimiz ve öğretimiz olan Rasulullah(s.a.v.) bu konuyla ilgili hiç mi bir şey söylememiş ümmetine? Bu konuyu es mi geçmiş? Hiç mi konuşmamış? Ondan bindörtyüz küsür yıl sonra gelen muhterem Mehmed Alagaş düşünmüş, taşınmış, tefekkür etmiş, dert edinmiş, 20 yıla yakındır Kuran çalışmaları yapmış… vs… da, Allahın Rasulü yapmamış mı bunları?

— Deniyor ki: “Ayetleri hiçbir zaman tam anlamıyla, Hakkın muradınca anlayamayız. Her verdiğimiz mananın ardında ve ötesinde muhakkak bir anlam daha vardır. Tek bir anlamla yetinmemek ve ‘anladığımızın anlatılmak istenilen’ olmadığını düşünmeliyiz. Defaatle okumalı okumalı okumalı ve anlam üzerinde kafa yormamız gerekir.” Anladığım kadarıyla yazarın meramı bu meyanda. Diyorum ki, şu halde kitabımızı hakkıyla anlamamız ve idrak etmemiz mümkün değil. Zira hiçbir anladığımız Kuranın kendisi olmayacak ve biz dur-duraksız anlamlar çıkarma peşinde olacağız. Hasılı kelam, Kuran’ı anlamaya çalışmaktan dolayı, onu yaşamaya fırsatımız olamayacak! Hayatta gördüğümüz ve şahid olduğumuz rutin(genelde hep aynı, değişmeyen) işlerde-hallerde bile bir olaya aynı gözle, aynı duygu yoğunluğuyla bakamıyoruz. O zaman diyebilir miyiz, bu gördüğümüz ya da anladığımız şeyler, bizim fark edişimizin ötesinde hülasalar taşır?

Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (8)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
Unuttuğumuz ve arka palana attığımız kıyameti ele alan yazar, bizleri devamlı uyarmaktadır yaklaşan kıyamete karşı. Artık Sona geldiğimizi haykırıyor ve "Ey insanlar, sünnetullah vuku bulmadan, kendinize gelin" diyor...

Bu son çalışmasıyla, yıllardan beri söylemek istediklerini dillendirmeye çalışmış Alagaş. İnsanların, yalan dünyanın aldatıcı gündemleriyle uğraşmaktan, ayetlerin hakikati üzerine mesai harcayanların söylediklerini duymaz, okumaz olduklarından dem vurur...
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
KY-34538 03.03.2009
Alagaş bu eserinde, kıyametin iyiden iyiye yaklaştığını, insanların buna dikkat kesilmesi gerektiğini, artık dünyanın oyun-eğlencelerinden sıyrılmaları, Vahyin sesine kulak vermelerini, bu hakikatten kesinlikle çakınılmayacağını hatırlatıyor.

Bu derinlikli sesi gözardı etmemek gerekiyor. Çünkü ezeli hakikati dillendiriyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (11)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla