SÜRÜ Frank Schaetzing; Resif Yayıncılık; 785 Sayfa, Kapağında 'roman' yazıyor.
27 Kasım 2009 Cuma günü Frank Schaetzing'in SÜRÜ adlı eserini devrettim.Bir arkadaşımın tavsiyesi ile okumaya başlamıştım.Kitabın daha ilk sayfasında çeşitli yayın evlerinin ve dergilerin bu eser hakkındaki övgülerine kulak verecek olursak Publishing News şöyle yazmış:'Sadece Almanya'da iki milyon kopyadan fazla satan bu sürükleyici eko-gerilim,aynı başarıyı diğer dillerde de gösterecektir.' İnsan inanıyor tabii. Sonuçta hüsrana uğradığımızda da içimizde bir hayal kırıklığı ile kalıveriyoruz;bu romanda olduğu gibi.
SÜRÜ adlı kitabın kapağında 'roman' yazıyor.Bu edebî türe ait anlam şu son yıllarda değişmeye başladı; daha doğrusu değişime uğradı.Roman kurmacadır.Ama uydurulmuş safsatalar zinciri değildir.Uydur uydur yaz,sonuçta buna roman de.SÜRÜ roman değil bana göre;olsa olsa kurmacanın son zamanların modasına uygun olarak geliştirilmiş bir uyduruk çeşididir.Bir yiyecek çeşidimizden örnek vermek gerekirse aşure tatlısının nelerden yapıldığını az çok biliriz değil mi? Aşure tatlımızın içinde temel olarak buğday,nohut,fasulye vardır.Bu üç gıda ürünü aşurenin olmazsa olmazıdır.Başka neler vardır aşurede? Üzüm,kayısı,nar taneleri hatta kestane,incir,badem,ceviz de bulunabilir.Şayet biz aşure yapmaya kalktığımızda aşurelik buğdayımız yok diye bulgur veya pirinç kullanırsak,fasulye bulamadık diye barbunya fasulyesi katarsak,nohut bulamadık diye bezelye taneleri katarsak pişirdiğimiz şey aşure olmayacaktır.Artık buna kim ne derse desin ama aşure denemez,değil mi? SÜRÜ adlı 785 sayfalık bu esere de ben roman diyemiyorum.Bu tarz bir eserdeki hayal ürünü jölemsi maddenin -eserde jöleye benzer bir madde uydurmuşlar ki akıllara zarar:insanüstü bir yaratık-;milyarlarcası bir araya geldiğinde yapamayacakları halt yok- bilimsel olup olmadığına kim karar verecek.Üstelik romanın yazılışı sırasında değerli bilim adamlarının Frank Schaetzing'e büyük destekler verdiğini anlıyoruz.Buna rağmen bu kadar insanın ortaya çıkardığı bu eser,hiç romana benzememiş.Hele SONSÖZ bölümünde yazılanlar bir roman için fazla saçma geldi bana.
SÜRÜ'yü bana ödünç veren arkadaşım sakın alınmasın;bu eser için on üzerinden dokuz puan vermiş olduğunu söylemişti bana.Eserin yarısını okuduğumda şöyle bir düşündüm acaba okumaya değer bir yenilik mi var, yoksa bilinmedik olağanüstü bir kurgu ile mi karşılaşacağım diye... Ama hüsrana uğradım.Saçma sapan bir 785 sayfa okuyup ardımda bıraktığımda sadece Almanya'da iki milyondan fazla insanın bu eseri okuduğuna değil ama beğenmiş olduğuna hiç inanamadım. Bir kitabın satış rakamları önemli değil bana göre;ne kadar beğenildiği önemli. Zaten eser için beğenildi ile ilgili bir iddia da yok.Sonuçta zamanımı şu kitap için harcadığıma üzülüyorum.