Kitap, Lokman suresinin bir tefsiri değildir.
Lokman Suresinin bir bölümü olan oğulcağızına nasihatlerini içeren 13-19. ayetlerin tefsiri ile bu ayetlerde geçen konuları açıklamayı esas alan bir eser. Hangi konular? ‘Şirk, anne ve baba gerçeği, Küçük de olsa iyilik yapmak, Namazı dosdoğru kılmak, İyiliği emretmek kötülükten sakındırmak ve Ölçülü yürüyüş ve konuşma’ konuları yazarın üzerinde durduğu konular. Ayrıca yazıldığı dönemin (1993) karakteristik tartışma konularına da vurgu yapan bir eser. Hangi konular? 'Grup, Meşrep, Mezhep ve Irk Asabiyeti, Kelimelerin anlamlarını kaydırmak, Kişileri kutsallaştırmak, Türbeleri Mabedleştirmek, Dinde Ruhbaniyet, Gerçeği tekelleştirmek' ayrıca ‘Eşekleştirme yöntemleri ve araçları’ da dikkate değer. Yazar ayetlerdeki konulardan çok yazılış döneminin konularına dair eleştiri oklarını yönlendirmiş. Lokman’ın nasihatlerinden hareketle ümmete yapılan nasihatler olarak görülebilir. Kitabın seçilebilen en mesaj dolu bölümü de şu olsa gerek.
Hz. Lokman’a denilmiş ki:
“Bize peygamberlerden öğrendiğiniz ilimleri özetleyip, nefis terbiyesi üzerine en derli toplu bir söz söyler misin?” Buyurmuş ki:
“Evet, peygamberlerin ilimlerinden kendim için özetleyip, dünya ve ahret işlerini üzerine oturtmuş olduğum kısa bir sözü size de söyleyeyim:
Sekiz şeye dikkat etmek herkese gereklidir ki, öncekilerin ve sonrakilerin ilimleriyle amel edilebilsin. Dört zamanda dört şeyi korumak, iki şeyi hatırdan çıkarmamak, iki şeyi de tamamen unutmaya çalışmak.
Korunacak şeyler: Namazda gönül, halk arasında dil, yiyip içme sırasında boğaz, bir kimsenin evine girilince de gözden ibarettir.
Hiç hatırdan çıkmayacak şeyler: Allahın büyüklüğü ile ölüm halidir.
Unutulması gerekenler de: Bir kimseye yaptığın iyilik ve kardeşlerinden gördüğün kötülüktür.
İnsanın yapmış olduğu iyiliği hatırda tutması, iyilik ettiklerini minnet altında bırakmaya sebep olabilir. Kendisine yapılan kötülükleri unutmamak ise, kin ateşini tazeler ve öç alma duygularını kançılar. İşte bu anlattıklarım peygamberlerin ilimlerinin özetidir.”
(Risale-i Hamidiye, H. Cisrî, s. 528) ( s.22-24)
Yeri gelmişken Lokman Suresi konusunda şu bölümü de eklemek isterim:
Lokman Sûrenin muhtevası dört bölümde incelenebilir:
İlk bölümde Kur'an'ın hikmet, hidayet ve rahmet kaynağı olduğu belirtildikten sonra ondan istifade edenlerin temel özellikleri namazı kılmak, zekâtı vermek ve ahirete inanmak şeklinde özetlenir. Ayrıca Mekke müşriklerinin İslâm ve müslümanlar karşısındaki karakteristik tutumlarını özetlemektedir. Buna göre onlar, hikaye ve masal türü bazı sözlerle Kur'an arasında benzerlik kurar, vahyi alay konusu yaparlar, böylece kendileri sapkın oldukları gibi başkalarını da Allah yolundan saptırmayı hedeflerlerdi; Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğunda küstahça bir gurura kapılır, tam bir duyarsızlık ve ilgisizlik sergilerlerdi. Bu bölümün son iki ayetinde ilâhî kudretin canlı ve cansız varlıkları nasıl meydana getirdiği belirtildikten sonra ve Allah'tan başka bir varlığa tapmanın hem mantıksız hem de haksız bir tutum olduğu vurgulanmaktadır.
İkinci bölümde (12-19) Lokman'dan bahsedilmektedir. Ancak burada onun hayatı ve kimliği hakkında bilgi verilmeyip sadece Allah'ın ona hikmet bahşettiği belirtilmekte ve oğluna hakimane öğütleri sıralanmaktadır. Bu öğütler Allah'a ortak koşmamak, anneye babaya iyi davranmak, namaz kılmak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmak, sabırlı olmak, böbürlenmemek, başkalarını küçümsememek, alçak gönüllü olmak gibi dinî ve ahlâkî konuları içerir.
Üçüncü bölüm Allah'ın insanlara verdiği nimetlerle O'nun yüceliğine ilişkin açıklamalardan oluşur. Allah'ın göklerde ve yerde olan şeyleri insanların hizmetine verdiği, görünür ve görünmez nimetleri önlerine serdiği belirtilmekte, insanların varlık düzenini sağlıklı bir şekilde incelemeleri halinde evrendeki ilâhî kudret ve hikmete delâlet eden düzeni ve bu düzenin insanlara nimet olarak yansıyan yönlerini kendi akıllarıyla da kavrayabileceklerine işaret etmekte, Allah'ın indirdiği hükümlere uymaya çağrıldıkları halde bu çağrıya uymayıp atalarının batıl inanç ve geleneklerini sürdürmekte ısrar eden inkarcıların, böylece Allah'ın daveti yerine kendilerini alevli ateşin azabına çağıran şeytanın davetine uydukları ifade edilerek Allah'a teslim olup O'nun yolundan gidenlerin sağlam kulpa yapışmış bulundukları ve onların yollarının doğru, akıbetlerinin hayırlı olduğu anlatılmaktadır. Daha sonra Allah'ın ilminin genişliğine dikkat çekilmekte ve gücünün sonsuzluğu ile insanların tamamının yaratılması ve ahirette hepsinin diriltilmesinin bir kişinin yaratılıp diriltilmesi gibi olduğu vurgulanmakta, ayrıca bazı kozmolojik delillere yer verilmektedir.
Dördüncü bölümde kıyamet gününde kimsenin kimseye fayda veremeyeceği belirtilerek müminlerin geçici dünya hayatının aldatıcılığına kapılmamaları gerektiği yönündeki uyarıların ardından sûre, Allah'ın ilminin ve kudretinin kusursuzluğunu özetleyen ve ilâhî bilgiyle insan bilgisi arasındaki büyük farkı gösteren ifadelerle sona ermektedir. Burada Allah'ın kıyametin vakti, yağmurun yağdırılması, rahimlerdeki çocuklar, insanın gelecekte elde edeceği şeyler ve ölüm vakti konularındaki kuşatıcı ilmine dikkat çekilmektedir. (İslam Ansiklopedisi, 27/209)
Bu konuda genel bir sure tefsiri için Muhsin Demirci’nin Lokman Suresi ve Ahlakî öğütler adlı eseri önerilebilir.