Öncelikle kitaptaki dedektifimize bayıldım, çok tatlı bir adam. Öyle Amerikan kitaplarındaki dedektifler gibi mükemmel değil. Şak diye olayı çözemiyor (hatta sonunda yüreğimizi ağzımıza getiriyor) ama ipuçlarını takip edip bir şeyler için çabalaması çok güzeldi. Yazar güzel yazmış kitaptaki duyguları hissettirmiş özellikle soğuğu. Kitabı okurken üşüdüm =) Sanki -40 derecede Finlandiya'daydım. Arada pencereden kontrol ettim dışarısı karanlık mı diye, o kadar inandırıcıydı yani. Kitabın sonunda katil sürpriz çıktı, öyle basit bir son yazmamış kurgunun gerektirdiği gibi bitirmiş kitabı onu beğendim. Çoğu yazar kurgusu ne kadar iyi olsa da kitabı hak ettiği gibi bir sonla bitiremiyor. Kurgusu ve sonu ile diğer polisiye romanlar arasından sıyrılmış diyebilirim. Yazarın anlatım dili sade ve akıcı bu nedenle hızlı bir şekilde okunabiliyor. Lisa Gardner'ın yorumunu görünce okumak istemiştim, iyi ki okumuşum, ikinci kitabı da bir an önce okumak istiyorum çünkü karakteri ve yazarın anlatım tarzını beğendim. Biraz zorlarsak bu kitaptaki dedektifimizi Tami Hoag'ın yarattığı Vince Leon karakterine benzetebiliriz. Çünkü Kari Vaara ' da tam bir şövalye =) Kari Vaara; karısına âşık (aralarında bazı kültürel sorunlar olmasına rağmen), geçmişteki yaşadıklarının bazılarıyla yüzleşememiş kırk yaşındaki aksak dedektifimiz bizim. Kitabın ayrıntılarına girmek istemiyorum duyacaklarınız heyecanınızı kaçırmasın diye. Kısacası Dedektif Kari Vaara ailemizden biri, okuyun pişman olmazsınız =)