Ceset Hakkındaki Yorumlar

Onaylı Yorum Bu yorum, Onaylı Yorumcu tarafından yazılmıştır.
Ceset
İki öyküden oluşuyor, biri kitaba adını veren.King'in çocukların üzerine kurduğu dünyayı başka kimsede bulamadım. Pal Sokağı Çocukları'nda bir amacı paylaşanlar, Sineklerin Tanrısı'nda şiddet. Her birinde çocukların önceden kestirilemeyen dünyasına dair bir şeyler. Öfke, hırs, hayatta kalma arzusu, arkadaşlık, bilmem ne. King'in çocuklarında bunların yanında bir de doğaüstü bir tehlikeye karşı omuz omuza mücadele etme, bir sırrı paylaşma gibi arkadaşlığı perçinleyen fakat sonrasında kolayca unutulmasına yol açan ayrı bir etken var. Bir yandan insanın bencilliğini de yüzlere pat pat vuruyor bu Uzun Stephen Efendi; doğaüstü deyip işin altından kalkan insan için ötesinin önemi yoktur. Oysa ne kadar olağanüstü olursa olsun, mesela bir umacının, orman cininin doğadan, dünyadan bağımsız olduğunu kim söyleyebilir? İnsanoğlu yaşadığı dünyayı ne kadar tanıyor? Kıtalara isimler koymakla, "Bir kıta keşfettim, süper," demekle işin bittiğini söylemek mümkün, bunu bir de uyumak üzereyken dolaptan gelen gıcırtıdan sonra deneyin bakalım. Heh heh.

Ceset bence King'in en edebi diyebileceğim romanlarından biri. Tepeye oynar hatta. Olayın süper bir kurgudan, etkileyici karakter anlatımlarından bir adım öteye taşınmasıyla söylüyorum bunu: King'in çocuklarla ilgili, hatta belki kendi çocukluğundan da pek çok şey katarak kurguya yedirdiği sözleri bir tık, iki tık, artık kaç tıksa o kadar haz veriyor okuyucuya. Doğaüstünün bilinmeyen maceralarıyla işi bitirmiyor King, dört arkadaşın serüvenini, hayatlarını, her şeylerini ortaya koyuyor. O'dan farkı bu. Rüya Avcısı'nda biraz bundan var ama iş bu kitapta tam olmuş.

Castle Rock'ta çocukların gizli bir kulüpleri var, yaz tatili başlamış. Orada toplanıyorlar. İşte tatile gidenler, şunlar bunlar. Dört tane arkadaş kalıyor. Vern, Teddy, Chris, Gordon. Her birinin hikâyesi trajik. Vern psikopat bir kardeşimiz. Arabaların önüne atlayıp son anda çekiyor kendini falan. Böyle ölümcül işler peşinde. Gordon kardeşimiz anlatıcı rolünde. 1960'ları anlatıyor, kendi çocukluğunu. Ben diyeyim 30 yıl, siz deyin 20 yıl sonra. Kendisi grubun gelecek vadeden çocuğu. Öyküler yazıyor, arkadaşları da ağızları açık dinliyorlar. Bir iki öykü olduğu gibi kitapta yer alıyor, süper. Gordon'ın yeteneğini okuyucu da görmüş oluyor. Zaten bu hikâyeyi anlatırken araya çok meşhur bir yazar olduğunu da sıkıştırıyor köftehor. Harbiden milyonlarca satan kitaplar yazmış. Adam olmuş yani, o çocukluğa rağmen. Abisi de yetenekli bir futbolcu, fakat bir kazada ölünce anneyle babanın kafada bir iki şalter kapanıyor, Gordon'a b*k gibi davranıyorlar. Teddy'nin babası psikopat katil gibi bir şey, bir akıl hastanesinde tutuluyor. Başka bir şey söylemeye gerek yok sanıyorum. Chris de kendi halinde bir çocuk, abisi serseri takımıyla dolanıyor, baba alkolik. Grup tam kaybeden grubu.

Her şey, Vern'in serseri olan abisinin bir arkadaşıyla konuşmalarını duymasıyla başlıyor. Ray Brower diye bir çocuk ormanda kaybolmuş, ölmüş, cesedine rastlamışlar. Çeteyle birlikte gidip cesedi alacaklar, yetkililere teslim edecekler, meşhur olacaklarr, bilmem ne. Vern koşup arkadaşlarına söylüyor durumu, kamp yapacağız diyerek izin alıyorlar ve çocuğun görüldüğü yere doğru yolculuk başlıyor.

King'in hayali kasabasının çocuklarla mücadelesi.

"(...) Bruce Springsteen'in bir şarkısında, 'kentin çevresindeki karanlık' dediği şeyden ötürü. Bana kalırsa hepimiz zaman zaman, Tanrı'nın bize verdiği bu döküntü vücutlara rağmen, o karanlığa meydan okuma isteğini hissediyoruz. Yo... döküntü vücutlara rağmen değil, onlar yüzünden." (s. 96)

Çocukların deli cesaretiyle bu birleşince işte seyreyle tantanayı. Cujovari havalardan tren altında kalma tehlikesine bir sürü şey yaşıyor çocuklar, zaten sıkıcı bir yaz tatilini korku dolu bir serüvene çeviren de bu: Bilinmeyen doğru atılan adımlar. Ailelerinden daha kötü şeylerle karşılaşamayacaklarını zannediyorlar sanıyorum. Gerçekten de karşılaşmıyorlar. Hangi umacı, anneyle babadan daha ölümcüldür ki?

Ebeveynlerin gerçekten, gerçekten hayatın içine ettiği anları belki çoğu insan bilmez. Korkak anneler, orada pek olmayan babalar... Çocuğa büyük bir özgürlük ortamı verilmiş olur belki. Hayalet gibi dolanan büyüklerin yanında kendi seçimlerini yapan çocuklar, kendi geleceklerini belirleyen umut dolu genç insanlar... Mutluluğun ardından kararsızlığın yavaş yavaş gelmesi pek uzun sürmüyor ne yazık ki. Mutluluk çok uzun bir yol, yürümek için fazlasıyla uzun. Eh, annelerin ve babaların iteklemesi gerekiyor, ortada olmadıklarında da düşülen yalnızlığı hayal edelim. Etmeyelim, zira içim karardı. Neyse, ebeveynler yoksa arkadaşlar vardır. Chris mesela. Chris her şeyin farkında. Yani Gordon'ın yazar olacağını seziyor, diğer iki arkadaşın beyinsiz olduklarını, bir bok olamayacaklarını da biliyor. Bu sebeple kenara çekiyor Gordon'ı, adam olmasını ve oralardan kurtulmasını söylüyor.

"(...) Ama çocuk kısmı, biri onu kollamadıkça her şeyi kaybeder. Annenle baban bunu yapamayacak kadar berbat durumdalarsa, belki de benim yapmam gerekir." (s. 118)

Şöyle bir arkadaşımız olamadı. Bir de öğretmeni tarafından katakulliye getirilmesi var. Para çalmış Chris, sonra pişman olup öğretmenine vermiş. Öğretmeni kendine yeni etek almış o parayla. Bu kadar. Dünyanın zaten adaletli bir yer olma gibi bir zorunluluğu yok, yine de insan düşünüyor. Hayatta onca çok boşluk var ve öyle saçma şekillerde o boşlukları dolduruyoruz ki en küçük bir gedikte inançlarımızın aptallığını düşünmeyip suçu daha yüce birilerine atma gereksinimi duyuyoruz.

Ölü çocuğa doğru ilerlerlerken bir da Blair Cadısı olayı yaşanıyor. Ormanda çığlıklar, bir şeyler... King germesi diye literatüre ne zaman girecek, merak ediyorum. Altıma dolduruyordum çok affedersiniz o sayfalarda.

Cesedi buluyorlar, o sırada bu belalı abiler de geliyor. Tabii arbede, tehditler derken Chris yanında getirdiği babasının silahını çekiyor falan. Sonuç olarak çete dağıtılıyor ve oraya gelene kadar cesedi görme isteklerini kaybeden gençler de aydınlanmış olarak evlerine dönüyorlar.

Devamı var, ne olduklarını da görüyoruz sonra. Beklediğimiz gibi; adaletsiz. Adalet, insanın zayıflığını, acizliğini en çıplak şekilde ortaya koyan bir kelime. Şöyle bitireyim:

"En önemli şeyler söylemesi en zor olanlardır." (s. 140)

Bu ilk öyküydü, bir de Hiddet var. Bunu anlatmıyorum, bana kalacak. Sadece şu: Çocuklar dipsiz bir kuyudur. Büyüdükçe o kuyuyu dünyayla doldururuz. İnsanoğlu için anlamlı olan şeylerle doldururuz. Bazen de doldurmayız. Bazen o kuyu dolmak istemez. Böyle zamanlarda nereye kadar inildiğini orada güneşler açsa dahi kimse göremez. Böyle bir çocuğu al, diğerlerinin yanına koy. Liseye mesela. Lisede katliam yapmayı düşünen var mıdır aramızda? Eğlencelidir.

Ateş Yolu vardır King'in, pek kimse bilmez. Aynı tadı veren bir kitap. Tamam, fantastik olaylar süper, nefis. Lakin ki bir insanın yavaş yavaş delirmesinden, bir gencin söz gelimi bir tetiği yavaş yavaş çekerken dudaklarını yalamasından daha fantastik ne olabilir?
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla
ibiaryu
26.09.2018
Okudum okurken konuya adapte olmakta bir hayli zorluk çektim neden mi? ağır çekimde yol alıyor , zira ilk hikaye kasvet yüklü demir yolu ve kan yüklü sonra sonra baya açıldı açılmaz olaydı ürkütücüydü tabi yazarın stili malumunuz ikinci hikaye daha rahat okunuyor sindiriliyor lakin sonlara doğru sapıtıyor beynim bilindik ambale oluyor iteleye iteleye bitirdim zira bu yazarın hikayeleri aleni beynimi yoruyor. Özetle güzeldi okumak isteyene tavsiyedir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (0)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nuraytakazdrms
28.08.2017
Ceset, iki farklı hikâyeden oluşuyor. Kitabın ilk bölümünde, tren yolunda ölen çocuğun cesedini bulmaya çalışan yaşları on iki olan dört çocuğun hikâyesi anlatılıyor.
Bu hikayede bir sahne var ki beni inanılmaz etkiledi. Kitap tüm olayı bize anlatan Gordon'un bir sözü ile başlıyor; "En önemli şeyler, söylenmesi en zor olan şeylerdir."
Gordon işte tam da bu sözün gerçekleştiği bir olay yaşıyor tren yolunda. Dört arkadaş gece olunca ormanda kamp ateşi yakıp nöbet tutarken sıra Gordon'a geliyor. Orada bir Ceylan sahnesi var, anlatmaya kelimeler yetersiz kalır. Ordaki duyguyu yazar öyle bir vermiş ki bize, o Ceylan ile Gordon'un birbirlerine bakışlarını. Çok duygulandım. Bu bakışı Gordon arkadaşlarına anlatmıyor çünkü o duyguları tam aktaramıyacağını düşünüyor. Yolculuk boyunca en iyi en temiz anısı olarak kendine saklıyor. İşte kitabın başındaki Gordon'un ne demek istediğini o sahneyi okurken daha bi' anlıyoruz. Ceset gerçekten harikaydı. İkinci hikayeyi pek beğenmedim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ugurlu0293 17.07.2014
Usta işi bir roman. Uzun yıllar geçse de unutamayacağınız iki hikaye. Ceset isimli öyküyü tekrar okumak isteyeceksiniz. King'in her kitabı güzel ama bu gerçekten farklıydı.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Jacknife 29.08.2013
Bu kitapta farklı bir Stephen King var ama tam bir usta işi. Öncelikle karakterlere bayıldım. İlginçtir yer yer güldüm. :) Seveceksiniz.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (3)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
avilbay 03.12.2012
İki farklı konu, iki harika öykü. "Stand by Me" adında ilk öykü filme de çekilmiş. Oldukça da güzel olmuş ama yeterli olmamış filmi. Kitapta, çocukluk anılarımızı hatırlatan ilk öyküyü, zevkle anlatılmış ikinci bir çocukluk öyküsü devam etmekte. İkisi de birbirinden güzel olan bu hikayenin mutlaka bulunması ve okunması gerekmektedir.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
umutseyhan75 28.08.2012
King, romanları kadar hikayeleri ile de muhteşem bir yazardır. Hikaye yazmaya da çok önem verir ve elbette romanları kadar olmasa da hikaye kitaplarının sayısı da hiç de az değildir.
Ceset, mükemmel iki uzun hikayeden oluşur. İlk hikayede çocukluğunda yaşadığı bir olaydan esinlendiği (bir arkadaşının S.K.'in gözleri önünde trenin altında parçalanarak can vermesi) rivayet edilir, ama ne kadar doğrudur bilmiyorum, araştırmadım.
Kesinlikle bulup okunması gereken, uzun yıllar tadı damağınızda kalacak bir kitaptır, kaçırmayınız.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (2)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
etorun 10.08.2011
Güzel bir çalışma okumanızı tavsiye ederim
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
nrkrc 31.08.2010
iki tane muhteşem hikaye.. ikincisi çağan ırmak tarafından filme de alındı hatta. alıntımıdır çalınçtımıdır bilinmez ama.. muhteşem iki kurgu ve bir solukta bitecek bir kitap..
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
bookworm.54 01.02.2007
KİNG'in yazdığı en sevdiğim en hoş kitaplardan, CESET. Tren yolunda ölen bir çocuğun cesedini bulmaya çalışan iki grubun hikayesi.Bir grup dört arkadaştan oluşurken diğer grup tehlikeli bir çete.Her iki grupta cesedi bulup ortaya konulan ödülü kapmak amacında.2. hikaye HİDDET'te bir öğrencinin okulda estirdiği terör anlatılıtılıyor.Okumayan King hayranları kitabın yeni baskısı çıkınca kesinlikle okumalılar.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (17)
Hayır (2)
Bu Yorumu Yanıtla
Okuduğum ilk Stephen Kıng kitabıydı.Sanırım 10 sene oldu.Bir grup küçük çocuğun evlerinin biraz uzağında bir cesedin olduğunu öğrenince bir ölüye karşı duyulan merakla yapılan uzun yolculuğu anlatıyor.Ben beğenmiştim.Ancak şimdi kitapçılarda göremiyorum
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (10)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
_illegal_ 06.08.2004
içinde iki öykü var.ceset ve hiddet.ilk öykü muhteşem.üstad kendinden çok şey katmış.Çocuk psikolojisi muhteşem aktarılmış.Ama hiddet öyküsünü okurken sıkıldım.Ayrıntı çok fazla.'hayatı emen karanlık'ı okuyanlara not:Thad'ın takma adı:GEORGE STARK.hiddet öyküsünde ise adamın okuduğu yazarın ismi RICHARD STARK ki o da Donald'ın takma adı.Her STARK'ı Thad sanmayalım lütfen.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ilk okudugum s.king kitabı.s.king kulturunu cok yansıtmasa da guzel bır kıtap ilk defa s.king okumaya baslayanlar ıcın yararlı olur
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (4)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
bilmez 28.11.2001
Stephan King'in muhteşem dostluk kitabı! Stand by me filminin çıkış noktası olan bu kitap çok iyi, saf ve çocuksu bir dostluğu işliyor ve çok başarılı oluyor. Bunun yanında ailesinin her zaman abisi ile kıyasladığı bir çocuk, hırsız gibi görülen bir çocuk gibi örnekler de kitabı derinleştiriyor.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (6)
Hayır (1)
Bu Yorumu Yanıtla