Arjantinli yazar Alberto Manguel'in okuma üzerine olan denemeleri hep ilgimi çekmiştir. Zaten kendisine Türk dostu olduğu için ayrı bir hayranlığım var. Bu eseri kitap okurlarının üç farklı kategoride işlediğini okuyoruz.
İlk bölümde bir gezgin olarak okuru görüyoruz. Tıpkı benim gibi dünyayı tanımak için okuyor. Aaaa tabi ben gezerken de okuyorum. O da ayrı bir zevk, tavsiye ederim.
Fildişi kulesinde okur, dünyaya yabancılaşmış, kendini sadece kitaplarda arıyor. Bu bayağı sorunlu bir durum. Aklıma eski klişeler geldi. "Sanat sanat için mi, sanat toplum için midir?"
Son kısımda artık Kafka'lar, Gramsci'ler, Flaubert'ler uçuşuyor ve onların kitap sevgisi üzerine düşünceleri ile haşır neşir oluyoruz. Kitapkurdu olarak çok okunası, haberiniz olsun.