Kitabın dili sezgisel, açık ve özlüdür. Çoğunlukla nefsin ıslahı, ruhun arınması ve ilerlemesi etrafında dönen İslam'ın özünü anlatmaya çalışır. Özellikle ruh hakkındaki öğretiler dikkat çekici. Mesela, “tasavvuf geleneğine göre yedi ruhumuz vardır veya ruhumuzun yedi ayrı yönü bulunmaktadır. Her biri tekâmülün farklı bir düzeyini temsil eder. Ör: bir annenin arabanın altında kalan çocuğunu kurtarmak için arabayı kaldırabilmesi gibi ya da Çanakkale cephesinde Seyit Onbaşı’nın top mermilerini top kundağına yerleştirmesi gibi. Daha sonradan tekrar denemeleri istendiğinde ne anne arabayı kımıldatabilmiştir ne Onbaşı mermiyi. Mesela bu hayal edilemeyen güç, hayvanî ruhumuzun direnç ve harekete geçme gücünün kaynağı ve olağanüstü şeyler yapma potansiyeline sahip olmasındandır. Ama hayvani ruhun dengesini yitirmek de “hayvan gibi” davranışlara sebep olur. Yine insani ruhumuzdan gelen aşırı nezaket ve hoşgörü de bir tür zehre dönüşebilir.