Abbas Sayar'ın bir köy romanı olan bu eseri genel olarak insanların yaşam zorluklarını ve zorunluluktan dolayı yılkıya bırakılan atları işliyor.
Doğal bir yöre ağzı ile anlatımı özellikle benim en çok hoşuma giden unsurlardan birisi oldu, yapmacık olmayan bir köy dili kullanılmış.
Abbas Sayar eserinde yılkıya bırakılan bir kısrak üzerinden insanları işliyor, işe yaramadığında nasıl kenara atıldığı, yalnız kalan bireyin nasıl topluluk aradığı, eski popüleritesine ulaştığında nasıl tekrar rağbet gördüğü vb. konuları Dorukısrak üzerinden aktarıyor.
Genel olarak ben biraz Cengiz Aytmatov tadı aldığımı söyleyebilirim, efsane değil ama okumakta yarar var.