Tocqueville’in "Amerika’da Demokrasi" kitabından alıntılar ile derlenmiş bu kısa kitapçıkta bir kavram olarak eşitlik irdeleniyor. Bir dayatma olarak kullanıma sokulduğunda eşitlik olgusunun hürriyeti kısıtladığı, farklı olan kişileri dışladığı, herkesi ‘tektiplik’ noktasına götürdüğü anlatılıyor. Kamu güvenliği ve huzuru ile çıkılan yolda bu mutlak eşitlik merkezi iktidara kontrolsüz bir güç kazandırırken, korkunç neticeler üreten kör bir tutku olarak telakki ediliyor yazar tarafından. Kargaşadan duyulan kaygı neticesinde merkezi iktidarın her alana girmesine, her şeye müdahale etmesine izin veren süreci eleştiriyor. Tektipliğin dayatıldığı sosyal süreçte haklar konusunda güvencenin bağımsız ve tarafsız medya ile yargı olduğunu ifade ediyor.