Sağlık sektöründe dönen dolap kime hizmet ediyor?
577 sayfalık kitabın daha iyi anlaşılabilmesi için, önce kitabın sonundaki 20 sayfalık “Sonuç” bölümünün okunmasını öneriyorum.
Dünya’nın kaderi, geleceği, güvenliği; “gıda, ilaç, silah, petrol” sektörleri üzerine kodlanmıştır. Bu sektörler hiçbir zaman emin ellerde üretim yapamamıştır. Bir kıtada insanlar fazla kilolarından dolayı tedavi görürken, başka bir kıtada insanlar açlıktan ölmektedir. Gıda, ilaç, silah ve petrol üretimi; bilim ve teknoloji birikimiyle gerçekleşse de, yayılmacılığın, sömürgeciliğin, en kullanışlı aparatı olarak seçilmiştir.
Bilim; adil, eşit, şeffaf ve etik kurallar ölçüsünde insanlığa hizmet edebiliyorsa, amacından uzaklaşmamış olur. “Ticari sır, teknolojik patent, ar-ge çalışması” gerekçelerine sığınarak, insanları zan ve kuşkuda bırakacak her türlü girişim, “bilimsel çalışma” etiketiyle toplumlara sunulamaz.
Bilim felsefesi/etiği/metodolojisi/mantığı ile çelişir bu durum.
İşte bu kitap, tıp ve ilaç dünyasında, daha fazla kazanç ve güç uğruna, küresel aktörlerin ne türde karanlık ve şüpheli çalışmalar yaptıklarını sorguluyor, araştırıyor, temellendiriyor ve uyarıyor. Kitabı okurken, sektörel gelişmeleri, kronolojik olarak da takip etmiş oluyorsunuz. 11 bölüm halinde yazılmış kitabın, her bir anlatımı, ilgi ve heyecan uyandırıyor. “Bu kadar da olur mu” diyeceğiniz anlatımlar, belki biraz “komplo teorisi” gibi algılanabilir fakat konu insan yaşamı olunca, temkinli olmakta yarar var.
Sonuç olarak, yerel anlamda “gıda, ilaç, silah, petrol” sektörlerinde kendi yağımızla kavrulabiliyorsak, bize hiçbir güç zarar veremez. Kavrulamıyorsak da nedenleri üzerinde kafa yormalı, global dünyada, bir üst lige çıkmanın planları yapılmalıdır.
Önce insan, sonra sağlığı, mutluluğu ve zekâsı…
Ne dolaplar döndüğünü gözlemlemeli ki, daha yaşanabilir bir dünyanın temellerini aşk ile ve birlikte atalım. İyi okumalar.