Engereğin Gözü Hakkındaki Yorumlar

Yazarın istediğime en çok yaklaştığım derken istediği neydi bilmem ama okuyucu olarak ben çok keyif aldım. Karakterler, saray, olaylar çok güzel canlandı kafamda okurken. Her şey yerli yerinde bir kitaptı.

Çok sevdim. Livaneli’nin bana göre en iyi kitaplarından.

Seri bir şekilde bitirdiğim bir kitaptı , Livaneli farkı

Kitabın dili çok güzel çok keyifli. İçerik olarak ta Osmanlı saray hayatına dair anlatılanlar çok düşündürücü!!

Livaneli gözünüz kapalı alıp dört gözle okuyunuz

Serenad dan sonra en sevdiğim 2. kitabı oldu yazarın..

Tek kelime ile mükemmel , emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Birçok romanını okuduğum Zülfü Livaneli'nin bir kitabını da okudum. Sabah başladım, öğle olmadan bitti. Muhteşem Yüzyıl Kösem dizisini yıllar önce seyretmiştim. Yazar onu ilk meşhur eden bu kitabını ta 1996'da yazmış, okumak 27 yıl sonra kısmet oldu. Habeşli köle hadım Süleyman'ın gözünden isim zikretmese de Kösem Sultan'ın ve Padişah oğullarından İbrahim'in son demlerini, tarih kurgu şeklinde ve iktidar ve insan ilişkilerinin psikolojik boyutunu çok iyi irdeleyerek kaleme almış. Övgücü ya da sövgücü tarih anlayışından uzak tarihçi Naima ve seyyah Evliya Çelebi'nin eserlerinden de istifade ile ortaya okunası çok güzel bir roman çıkmış. Bu eserinden sonra artık şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Roman Livaneli'ye aitse at sepete, otur okumanın keyfini sür, yazarla birlikte farklı konu, tarih ve coğrafyalara seyahat et, bakışını genişlet, anlayışını ve ufkunu arttır

Akıcı bir roman. Livaneli kalemi gerçekten güçlü bir yazar ve romanında neyi işlerse okuyucuya daha çok hitap edeceğini biliyor.

Zülfü Livaneli’nin okuduğum diğer kitaplarından farklıydı.Kösem Sultan dönemini bir de bu açıdan okumak farklı bilgiler kattı,okuduktan sonra tarihin o dönemiyle ilgili araştırma yapmak isteyeceksiniz…

Kösem sultan devrini anlatan bir kitap

tarihin kapalı kapılarını aralamış adeta...

Yazarın okuduğum 5 kitabı yine harika

Livaneli kitaplarını günümüzden geçmişe okumaya başlayan biri olarak en sevdiğim eserlerden biri oldu. Romanı merakla bitirene kadar elinizden bırakamıyorsunuz.

Diğer Livaneli Kitapları kadar beğenmedim. Ama yine de akıcı bir kitap.

Zülfü Livaneli'nin ilk kitabı. Bir çok kişinin tarihe olan merakını geliştirmiş bir romandır.

Kitapligimda en cok yer verdigim yazarlardandir livaneli.Bu kitapta digerleri gibi cok akici ve baglayiciydi.

En sevdiğim kitaplarından biri oldu. Anlatılanlar üzücü olaylar olsa da anlatıcının dili çok akıcı ve nükteli. Okurken çok keyif aldım.

Cok etkileyici... okumanizi tavsiye ederim.

Livaneli okumaktan keyif alanların okuması gereken bir eseri daha...

livanelinin diğer kitaplarına göre biraz farklı bir kitap yinede konusu ve dili çok güzeldi

çok beğendiğim bir kurguydu..

Bir Livaneli farkı daha. Bu yayınevinden de alıp hediye ediyorum sevdiklerime

Kemal Bilbaşar değerinin farkına varılmamış bir yazar.Yeşil Gölge güzel kitaplarından biri

Şaşırtıcı bir sonla biten harika bir kitap başka ne denirki.

keşke bütün tarih kitaplar bu şekilde roman tadında olsa çok daha bilgili olurduk

Nasıl bittiğini anlamıyorsunuz kesinlikle okuyun.

Kitaplarını okumasını en sevdiğim yazarların başında geliyor. Ne kadar tarihsel bir kitap gibi gözükse bile tarihi aslında bir dekor gibi kullanıyor. Okunmasını tavsiye ederim.

okuduğum ilk zülfü livaneli kitabı, bir çırpıda okunuyor tarih meraklılıları içn birebir.

Şu ana kadar olduğum en ilginç livaneli kitabiydi. Tavsiye ederim.

En yıkılmış, en çürümüş bir insanın içindeki insani duyguların, bir an gelip, bir ışık topu olup parladığı roman.....

padişah ve kölesi olan kisi arasında kölesini. bakış açısından anlatılan guzel bir hikaye. yeri geliyor padişah yeri geliyor kurban olabiliyor insan ne olursa olsun.

gerçekten "hükümdarın ölümü kulun ölümüne benzemez"

Tarihi bir kurgu roman gibi algılansa da belli bir tarih kesitinden yola çıkarak tüm zamanlarda geçerli olan-olacak köle-sahip psikolojisini çok iyi bir şekilde ele almış. Livaneli tadında bir kitap

Osmanlı saray hayatından bir kesiti akıcı, sade bir dille roman tadında anlatan şahane bir eser.

Habeşli Süleyman Ağa ile Osmanlı ya bir seyahat... Süleyman küçük yaşta Habeşistan' dan kaçırılıp Osmanlı topraklarına getirilir. Padişahın sarayına girebilmesinin yolu hadım olmaktan geçiyordur ve erkek kölelerin yasayacağı bu talihsiz durum onu da bulur. Sarayda harem ağası olduğunda devletlü padişahı onun için tapınılacak bir ilah gibidir. Yaşanan taht kavgaları neticesi padişahın sarayda dört duvara hapsedilmesi, Süleyman'a artık onun da kendisi ve diğerleri gibi bir kul olduğunu, köle _efendi ne olursa olsun insan olarak eşit olduklarını öğretir.