Ramazan ayında okumaya başladım bu kitabı. Biraz nasiplenebilirim diye. Ama ne mümkün. 3 gün, dört gün aç kalan, düğmelerini satmaya çalışan, bunlarla birlikte aristokratlara has (hadi kibir diyelim) bir kibirle yaşamaya çalışan beş parasız bir insanın hikayesi. Açlığını bastırmak için talaş dahi yemek zorunda kalıp, saçları dökülmekte olan bu adamın içine bir de kadın düşerse. Açlığın insanı ne derece zorlayabileceğinin de bir göstergesi kitap. Ama tebdili mekanda ferahlık vardır denir ya, bulunduğu şehirden ayrılmak sonunda kahramanımızın gülümsemesini yerine getiriyor. Dehşetle okunacak, midenizdeki fazlalıkları düşünmenizi temin edecek bir kitap.