Kitap ilk yayınlandığında piyasaya çıkar çıkmaz okudum, daha doğrusu büyülendiğimden uçarak okudum bitirdim. Beğenmiştim ve dostlarıma hararetle tavsiye ettim. Kitap bu yıl elime tekrar geçtiğinde düşündüm ki o hızın içinde kaçırdıklarım olmuş. Beğeneceğimi bile bile ikinci okumamı da yaptım. Tabii ki bu sefer her bir karakteri sindirerek ve aralarındaki ilişkileri gözlemleyerek. Kimimiz Luis'i sorumsuz, serseri v.s. bulabilir. Ancak çoğumuzun denemeye dahi cesaret edemediği yanılma-tekrar yapma-tekrar yanılma, bildiğinden şaşmama, teklifsiz olma hali onun korkmadan taşıyabildiği doğal duruşu. Son derece özgün bir karakter. Bazılarımız ise kendini anlatıcımızla özdeşleştirmiştir. En azından kopartıcı noktaya gelene kadar, zorluklarını taşımış olsa da, grubun ve özellikle dostu Luis'in her ihtiyacı olduğunda yanında olmaktan, önce annesinin sonra da karısının baskılarına rağmen, kaçınmamıştır. Sisteme uyabildiği kadar uymuş, olması gerekenleri olmuştur, ancak asla dostlarını satmamış, aksine arkadaş grubundaki bireylerin birbirlerini çaprazlama olarak kazıkladıklarını da gayet güzel gözlemlemiştir. Elbette coğrafi yakınlık, içiçe geçmişlik kendini bu dost romanda da gösteriyor ve roman komşuda mı geçiyor, burada mı ayrımına varamıyorsunuz, çünkü paylaşılan çok ortak nokta var. Uzun lafın kısası biraz hüzün, biraz mizah, biraz da kaçırmakta olduğumuz güzelliklerin romanını okumak isteyenlere tavsiye ederim.