İlhan Bardakçı'nın sözleriyle; bu kitap, "ölürken bile güzel bir imparatorluğa" veda edişimizdeki buruk ve hüzünlü bir macerayı hikaye eder.
İmparatorluğun son dönemindeki, bir cepheden bir cepheye koşturanların, var olmak ve vatan'ı kaybetmemek için son çırpınışlarını yapan insanların hazinli hikayesidir.
Yükseliş dönemini ne kadar iyi biliyorsak, bu son dönemi ondan iki kat iyi bilmeliyiz. Abluhamid'in , Paşaların ve yabancı kaynakların anılarından yapılan alıntılar ile güzel bir çaprazlama tarih incelemesi diyebilirim.
19. asırın sonnda İngiliz ve Almanların, antik eser arama bahanesiyle gizliden gilziden petrol arama çabaları (bkz. S.138-139), onlarca yıl evvelden belirlenen hedeflerine varmak için yaptıkları planları , Fransızların ,demokratikleştirme ve medeniyet yayma adı altında Tunus'u işgali (bkz. S.144) ve dahası gibi olayları gözlemleyince , günümüzü ve geleceğimizi daha net süzgeçten geçirebiliyoruz.
O dönemi anlatan bir şiirle bitirmek isterim...
93 'tü senelerden, bir bir düşerken al sancağın,
Sağdan soldan geliyordu düşman
Bir cepheden bir cepheye, Niğbolu,Plevne, Tuna,Voyvodan
Ne mümkündü durmak.
Elinde kılıcın, parasız sefil ve yalınayak,
Koş Mustafa, koş Sinan,
Dayan Murat ,
Dur de düşmana
Dur de yoksa gidiyor Vatan!