Geçenlerde Zaman'da Mehmed Niyazi'nin de konu ettiği Kubbealtı'nın üç
ciltlik sözlüğünü dün Akçağ'da inceleme imkanı buldum. Mehmed Niyazi'nin
yazısı:
http://www.zaman.com.tr/?bl=yazarlar&trh=20060420&hn=260179
Bu sözlük için çalışmaya 1972 veya 1976 gibi bir tarihte başlamışlar. Sözlük
çalışmalarının ne kadar emek istediğini az çok hayal edebiliyorum. Her
kelime için elle tutulan fişler, her taraftan fışkıran notlar... Sözlük
çalışmalarına ilk başlayan ekipten çokları vefat etmiş, bir ara projenin
yarım bırakılması tehlikesi ortaya çıkmış, ama çok sayıda insanın katkıda
bulunmasıyla nihayet tamamlanmış. Sözlüğün künye sayfasına bakıyorsunuz,
Danışma Kurulu üyeleri olarak sıralanan isimlerin hepsi rahmetli olmuşlar.
Hazırlanması 30 yılı bulan bu sözlük için kimbilir kaç kere "Tamam artık, bu
iş bitmeyecek" denmiş, vazgeçilmeye yeltenilmiştir.
Bu sözlüğün en önemli yanı, kelimelerin kullanılışına "tanıklar" göstermesi.
Sözlük hazırlanmaya başlanırken bir "corpus" veya "külliyat" belirlenmiş ve
buradaki eserlerin içinde kelimeler taranmış. Şöyle kabaca seçilen bu
eserler listesini taradım. Türkçenin Kadı Burhaneddin Divanı'ndan
Kabusname'ye klasik metinleri, Mühimme Defterleri, Tahrir Defterleri gibi
tarihi belgeler, Hoca Sadeddin, Ahmet Cevdet Paşa gibi yazarların
eserlerinden örnekler seçilmiş. Ama ağırlık, 19. yüzyıldan 20. yüzyıl
ortalarına kadarki dönemde Türk edebiyatının belli örneklerinde gibi geldi
bana. Reşat Nuri Güntekin'in çok sayıda romanı alınmış, dikkatimi çekti
mesela. Yakup Kadri, Orhan Kemal gibi yazarlardan da birkaç örnek vardı. Ama
özellikle, 1980'lerin Tercüman gazetesi, Ergun Göze, Ahmet Kabaklı gibi
yazarların beğenilerine uyacak eserlere ağırlık verilmiş. Başka bir deyişle,
Kubbealtı ekolünün Türkçe ve Türk edebiyatı tercihleri öne çıkmış. Seçilen
yazarlar arasında Nazım Hikmet'in olup olmadığına özel olarak dikkat ettim:
yoktu. Bu nokta sözlük adına bir eksiklik sayılabilir.
Sözlükte kelimelerin etimolojileri de verilmeye çalışılmış. Keşke Oxford
English Dictionary veya American Heritage Dictionary'deki gibi, kelimelerin
ilk defa hangi tarihte hangi metinde kullanıldığını, tespit edebildikleri
ölçüde verselermiş. Arapça ve Farsça kelimelerin Arap harfleriyle
yazılışları da verilmiş. Keşke bütün kelimelerin eski yazıdaki şekilleri
verilseymiş.
Yukarıda belirttiğim noktaların hiçbiri, bu sözlüğün önemini ve değerini
azaltmıyor, çünkü maalesef Türkçemiz için bu tip çalışmalar çok az.
Sözlüğün baskısı, kağıdı ve cildinin birinci sınıf olduğunu belirtmeliyim.
Gerçekten emek verilmiş, özen gösterilmiş bir eser.
Ne var ki 135 YTL'lik fiyatı pek çok okurun bütçesini zorlayacak, almadan
önce düşündürecektir. Ne de olsa, bu sözlüğün fiyatına Ahmet Altan, İclal
Aydın ve Tuna Kiremitçi'nin kitaplarından 15-20 adet alınabilir, veya Şu
Çılgın Türkler'den 6 adet alınıp hala AB sevdasıyla yanıp tutuşan
arkadaşlara hediye edilebilir!