Toplam yorum: 3.090.135
Bu ayki yorum: 733

E-Dergi

Peemee Tarafından Yapılan Yorumlar

30.06.2012

Jules Verne’in Aya Seyahati’in okuduğumda kendisine hayran kalmıştım. Yıllar sonra bir başka kitabı Altın Volkanı’nı okudum. 1800’lerde Amerika’da Kaliforniya’da başlayan “Altına Hücum” dan Yukon bölgesi de nasibini almış zamanında. Jules Verne o dönemde gerçekten yaşanmış olaylardan yola çıkarak yazmış bu kitabı.
Okurken çok büyük keyif aldım açıkçası. Bunda Alaska’daki birçok şehri görmüş olmam ve o coğrafyanın eşsiz güzelliğine tanık olmamın da etkisi vardır şüphesiz. Bu eyaletin birçok şehri yaz aylarında mükemmel bir görünüme kavuşuyor.
Ben Raddle ile Summy Skim’e dayılarından kalan miras için Klondike’a gitmeleri ve daha sonrasında ölmek üzere buldukları Fransız’ın bir volkandan bahsetmeleri iki kuzenin maceralarının uzamasına yol açıyor. Bu yolculukta Ben Raddle oldukça girişken, maceraperest ve tutkulu. Summy Skim’in deyimiyle altın hummasına tutulmuş bir mühendis. Summy Skim de tam tersi insanın sinirlerini bozacak kadar risk altına girmeyi sevmeyen bir insan. Her ne kadar başlangıçta gitmek istememiş olsa da bence bu yolculuktan en karlı çıkan şüphesiz Summy Skim olmuştur. Çünkü zamanını daha önce hiç görmediği kadar bol av hayvanının yer aldığı topraklarda avlanarak geçirmiştir ve bundan da büyük keyif almıştır. Dawson-City’den dönerken Neluto’yu da yanına almak istemesi aslında bu iki kişinin ne kadar iyi bir av arkadaşı olduklarını da göstermekte. İki zıt karaktere sahip olan kuzenin macerasında Ben Raddle hayal kırıklığına uğramış, Summy Skim ise istediklerini elde edebilmiştir. Bir tek Kanada geyiği avlayamamış ve içinde büyük bir uhde olarak kalmıştır.

Romanın tarihsel açıdan da çok fazla önemi var. Sanayi Devrimi sonrasına yapılan büyük bilimsel keşiflerden nasibini altın da almıştır. Ve 1800’lerde insanlar çılgınlar gibi altın peşine düşmüştür. Kanada’daki madencilerin ve Amerikalı madencilerin Yukon bölgesine akın etmelerinin en büyük nedeni de budur. Hatta ABD ile Kanada arasındaki Alaska sınırı anlaşmazlığı da bu madenlerden kaynaklanmıştır. Verne’ün bu romanı o dönemde yaşanan birçok şeye ışık tutmakta. İktisat tarihi açısından oldukça önemli bir roman olarak görüyorum. İnsanların altın uğruna yollarda çektikleri, yaşanan ölümler, sefaletler çok çarpıcı bir şekilde kaleme alınmış.

Romanı okurken internetten o zamanki fotoğraflara da ulaştım. Örneğin Chilkoot geçidine baktım, Klondike’a, Dawson-City’ye, Skagway’e… O dönemki madencilerin fotoğraflarını gördüğümde gerçekten çok etkilendim. Bence her yaştan herkesin okuması gereken bir kitap.
19.06.2012

Bir aşk hem bu kadar sade hem de derin nasıl olabilir? Kürk Mantolu Madonna Maria Puder ile Raif Efendi arasındaki hazin bir aşk öyküsünü anlatıyor bu roman.

Raif Efendi, Maria'dan mektuplarına yanıt alamayınca hayata küsüyor ve hiçbir şeyden zevk almamaya başlıyor. Bu süreç içerisinde kendisi evlenmiş, ama evin içindeki karısının ve çocuklarının bir yabancıdan farkı yok ona göre. Sevgi olmadıktan sonra evindeki insanlara bakmanın yabancıları beslemekten bir farkı olmadığını da belirtmekte.

Maria'nın öldüğünden habersiz bir şekilde on sene boyunca Maria'yı suçlayan Raif Efendi'nin gerçeği öğrendikten sonra çok pişman oluyor. Raif Efendi burada ilginç bir düşüncesini de defterde paylaşıyor. Keşke diyor daha önceden öldüğünü bilseydim de seni başka kişilerde arasaydım şeklinde bir şey diyor. Burada hafif bir pişmanlık seziyorum. Çünkü on sene boyunca hayata küsmüş bir insan, boşa geçen senelerde kimseye güvenmemenin, inanmamanın da pişmanlığını derin bir şekilde hissediyor. Maria'nın kendisini kandırmadığını anlaması az da olsa ona teselli veriyor ve bir nebze olsun içini ferahlatıyor.

Çevresinde silik, gereksiz bir insan olarak görülen, ailesi tarafından bile ciddiye alınmayan Raif Efendi'nin bu yaşam tarzının kendi seçimine bağlı bir yaşam tarzı olduğunu deftere yazmış olduğu günlüğü okuduğumuzda anlıyoruz.

Ne zaman roman aklıma gelse Raif Efendi'nin resim sergisinde önünde durduğu Kürk Mantolu Madonnna tablosu karşısındaki çakılı hali aklıma geliyor.

Türk edebiyatının sağlam eserlerinden biri.
13.06.2012

Kitabı bitireli iki dakika oldu ve hemen yorum yapmak geldi içimden.

Zülfü Livaneli'yi okumadan önce kendisine önyargıyla bakmıştım. Çünkü Livaneli gözümde bir edebiyatçıdan ziyade bir müzisyen, ancak bu kitabı gerçekten çok güzeldi. Dil bakımından oldukça akıcıydı ve insan zihnini hiç yormuyordu. Ayrıca genel kültür açısından olsun tarihi olaylar açısından olsun birçok önemli şey öğrendiğimi söyleyebilirim. Struma Olayı'nı şimdiye kadar duymamıştım.

Wagner-Maya Duran gibi iki kurgusal karakter üzerinden Struma Olayı ve İkinci Dünya Savaşı döneminin bir kesiti çok güzel anlatılmış. Aşk, tarih iç içe geçmiş. Yazar her şeyi içinden geldiği gibi biçime bağlı kalmadan olduğu gibi aktarmış. Biçimsellikten ziyade kendisinin de içeriğe önem verdiğini ve bu içerikle bizlere önemli şeyler aktarmak istediğini rahatlıkla anlayabiliyoruz yazarın.

Maya Duran'ın anneannesinin, babaannesinin ve Nadia'nın başından geçenler bu topraklar üzerinde yaşayan hepimizin hikayesi. Özellikle Necdet karakterinin ileri sürdüğü milliyetçi düşüncelerin günümüz gerçekleriyle ne kadar çeliştiği ortada. Ermeni de olsa Türk de olsa Yahudi de olsa bu topraklar üzerinde yaşayan herkes bir şekilde acı çekmiş, kötülüğe maruz kalmış. O yüzden hiçbir ırkın acıyı kendisine ait bir olgu olarak görmemesi gerekir. Acılar tüm insanlığın acılarıdır ve hepsine sahip çıkmak gerekir. Verilmek istenen ileti budur.

İlk defa bir Livaneli kitabı okudum ve memnun kaldım. Tarihi roman okumak isteyenlere okumaları şiddetle tavsiye edilir.
13.06.2012

Edebiyatımızdaki varoluşçu yazarlardan birisidir Yusuf Atılgan. Bu romanında da Zebercet üzerinden varoluşsal sorunları irdelemiş ve yabancılaşma üzerine çok iyi bir eser ortaya koymuş yazar. Kitabı okuyan birçok kişi Zebercet'ten bir parça bulacaktır kendinde. Mutlaka okunmalı. Türk edebiyatı açısından çok önemli bir eser.
31.05.2012

Yahudiliğin siyasal tarihi açısından önemli bir eser. Yazan kişiler tarafsız bir şekilde kavramları, kişileri, dönemleri, bayramları, göçleri, sürgünleri, katliamları anlatmış. Bence Yahudilik konusuna giriş açısından mutlaka okunmalı.