E-Dergi

Bataklıktan Beyaz Zambaklar Ülkesi haline gelmek her milletin başarabileceği bir şey değildir. Fin milleti 19.yy.da yaşadığı toplumsal dönüşümle bugün bu noktalara gelebildi ve bunda Finli aydınların öncülük ettiği hareket çok önemli bir yer tutuyor. Snelman ve Snelman gibi daha birçok kişi halkı aydınlatma konusunda üzerine düşenlerden daha fazlasını yapmış. Elinden geleni apmak diye bir deyim vardır. Bence Finliler ELLERİNDEN GELMEYENİ YAPMIŞ. Bu bakımdan tüm devşirme Türkiyeli aydıncıklarına okutulmalı. Bir ülke nasıl kalkınır ve kültürün bu kalkınmadaki payı ne kadar önemlidir bunu görsünler.
Kitapta Alman milletine hizmet eden ve kendi ırkını inkar eden, aşağılayan Slav bir yazardan bahsediyor. Türkiye'deki aydın sınıfın durumu o yazardan bile daha kötü ve acınacak durumda.
Atatürk bu kitabın askeri liselerde okutulmasını zorunlu kılmış. Kitabı okuduğumda Atatürk'ün yaptıklarıyla kitapta yazılanlar arasında bir bağlantı olduğunu gördüm. Çok hoş bir eser.

Banu Avar'ın tüm belgesellerinde söylenmek istenenlerin özeti diyebiliriz bu kitaba. Zaten Banu Avar'ın katıldığı bir programın kitap haline getirilmiş bir şekli, o yüzden kapsamlı olması mümkün değil.

Kıbrıs Sorunu hakkında detaylı olmayan ama yeni başlyanlar için temel bilgiler veren bir kitap. Kitapta ayrıca Girit, Rodos ve Onikiada Türklerinden de bahsedilmiş. Ayrıca Yunanitanla yaşanan kıta sahanlığı sorununa da değinilmiş. Zaten yazar dabu konuların Kıbrıs Sorunu'nun ayrılmaz bir parçası olduğunu yazmaktadır.

Erdal Sarızeybek içinden geldiği gibi her şeyi yazmış. Aktarımları sohbet havasında geçiyor. Sitem dolu bir kitaptı. Milli meselelere duyarlı insanlar ancak Erdal Bey'in ne dediğini anlayabilir. Terörle mücadele konusunda çok emek vermiş. Son televizyona çıkıyor, kitap yazıyor diye eleştiriyor. Ne yapsın bir köşeye çekilip evinde otursun mu? Ortalığı iktidara çanak tutanlara mı bıraksın. Askerlik görevi bitmiş, kimsenin bir şey demeye hakkı yok. Hem olayları bizzat gören kişilerin bu tür şeyleri yazması çok önemli. Çünkü karşımızdaki kişi olayları gören yaşayan bir kişi. Masa başında oturup da bu tür şeyleri uydurmamış.
Umarım yöneticilerin terör karşısındaki aciziyetine bir faydası olur bu tür kitapların.
Kitapta sorun çok güzel tespit edilmiş ve çözüm yolu da gösteriliyor. Artık bu tür kitaplar okumak istemiyoruz. Terör konusunda artık herkes atıp tutuyor, önüne glen konuşuyor, kendini uzman zannediyor. En garibi artık bu durumu halk da benimsedi. Herkes çözüm yolunu biliyor ama uygulayan yok.
Bu ülkeye emeği geçen Sarızeybek gibi kişilere hepimiz bir şeyler borçluyuz.

Türk siyasal hayatındaki üç büyük liderin aynı hapishane içindeki ilginç yaşamlarını konu alan günlük biçiminde yazılmış içten ve tarafsız bir kitap.
Oral Çalışlar hapishanedeki mahkumiyeti sırasında yapmış olduğu gözlemlerle siyasetin dışında siyasetçilerin neler yaptıklarını anlamamız bakımından güzel olaylar anlatmış.
Bir bakıyorsunuz Başbuğ Türkeş Oral Çalışların koluna girmiş sohbet ediyor. Bir bakıyorsunuz Halkçı Ecevit maddi sıkıntılarından dert yanıyor, Rahşan Hanım'ı özlüyor. Bir bakıyorsunuz Doğu Perinçek fareyi öldürmeye çalışıyor. Oldukça fazla kişinin ismi geçiyor. Yaşar Okuyan, Temel Ateş, Ertuğrul Günay, Oğuzhan Asiltürk gibi kişiler aynı çatı altında bir araya geliyor. Erbakan Hoca diğerlerine göre daha erken tahliye edildiğinden dolayı Ecevit ve Türkeş'e göre kitapta daha az yer kaplıyor.
Alparslan Türkeş'in anıları oldukça ilginç. Arjantin ve İngiltere arasındaki Falkland Bunalımında Arjantin'deki faşizmin yıkılmasını istiyor. 61 Anayasasının sosyal güvenlik, sendikalar, işçi hakları gibi birçok düzenlemesinde Türkeş'in payı var. Ayrıca DPT vb. kurumların kurulmasına A.Türkeş öncülük ediyor.
Ayrıca kitapta Alparslan Türkeş'in ne kadar nazik ve kibar bir beyefendi olduğunu anlayabiliyoruz.
Ecevit de anılarda oldukça önemli yer kaplıyor. Önemli tespitleri olmuş.

Siyasetin dışındaki siyasilerin ilginç yaşamını okumak isterseniz tam size göre.