E-Dergi

Sıcacık bir aşk öyküsü. Eski bir üniversite hocasıyla öğrencisinin yasak aşkını konu alıyor. Aşk öylesine incelikli,içinizi sarsan bir şekilde işlenmiş ki aşk, yasak aşk olmaktan çıkıp sizi önünde eğen bir durum haline geliyor.Roman hiç bitmesin istiyorsunuz fakat Özakman öyle bir dil kullanmış ki inadına çabucak bitiveriyor.
Romanda kuşak çatışması ve çok yüzeysel olarak da siyaset hissettiriliyor.Ayrıca romandaki şifreleme tekniği de çok güzel.
T.Özakman’ın tarihi romanlarını beğendiyseniz bir de bunu deneyin derim.

Değerli aydınımız Attila İlhan’ın 70. yaşına ithafen hazırlanmış bir armağan kitap. İçinde A.İlhan’la 70 yaş üzerine yapılmış röportajlar, A.İlhan’ın 70. yaşına dair basında çıkanlar, A.İlhan’la ilgili yazılar, A.İlhan’ın yakınlarıyla yapılmış röportajlar , A.İlhan’ın şiir ve romanlarını inceleyen yazılar var.Romanlarından sadece Zenciler Birbirine Benzemez ve Sırtlan Payı(incelemede sadece çarpık modernleşme ele alınmış)ile ilgili inceleme var.Kitabın başında güzel bir önsöz ile A.İlhan’ın kendi kaleminden hayat hikâyesi var.
Gerek akrabalarının gerek edebiyatçıların, sanatçıların gözünden farklı bir A.İlhan tanımak istiyorsanız okuyabilirsiniz.

Bir edebiyatçı olarak edebiyat öğrencilerine şiddetle tavsiye ederim.Bir edebi metin nasıl incelenir,edebi konularda nasıl makale yazılır,edebi kuram nasıl oluşturulur,metin analizi nasıl yapılır bunları öğrenebilme yanında siyasi kuram ve analizler hakkında da bilgi edinebilirsiniz.
Yazar her ne kadar siyaseten taraf olsa da incelediği edebi eser ve yazarlar hakkında objektif davranmış(İncelenen eserlerin çoğunluğu yakın siyasi tarihimizi ilgilendirdiği için tarafsız ve tamamen tarih bilimine bağlı olduğunu görebilirsiniz).Yazar burada romancılarımızı incelemiş aynen "Şebeke" kitabında olduğu gibi kim nedir ne değildir deşifre etmiş.
Yünlü dokuma sanayii nasıl gelişmiş,dünya nereye gidiyor(Yalçın,Afşar,Demirtaş hocaların röportajı - çok önemli),Nazım Hikmet incelemesi(Nazımoloji),anı yazımı kriterleri önemli bölümler.
Kitabın kalın olduğuna bakmayın akıcı,sade,konuşma üslubuyla yazılmış.Baskı hataları olmayan özenli bir kitap.

İç dünyasında cinsel karmaşalarla debelenen bir erkeğin sonunda o itiraf edemediği gerçeği kabullenmesini anlatıyor roman.Bu tür konulardan hoşlanmayanlar için belirteyim romanda müstehcen sayılabilecek hiçbir unsur yok.İç dünyalarında fazlasıyla acı çeken mutsuz insanların bir de toplumsal temelde ne kadar acı çektiklerini iyi anlatan cesur bir roman.Her ne kadar 1950'lerde yazılmış olsa da Attila İlhan'ın Fena Halde Leman ve Haco Hanım Vay romanları gibi cinsellik temelli bir cesurluk yok.Romanın çevirisinde 1 tane cümle düşüklüğü var o kadar.

Bireysel ve toplumsal anlamda şeytan kavramı sorgulanıyor.Dönemin aydın-entelektüel çevresi eleştiriliyor.Zıtların birliği ilkesinin üzerine kurgulanan bir de aşk hikâyesi var.Sürükleyici ve doyurucu bir roman.İlk kez S. Ali okuyacaksanız Kürk Mantolu Madonna'dan başlayın derim.Yazım hatalarının olmadığı gayet özenli bir kitap.Romana tek eleştirim keşke S. Ali muhalif olduğu Nihal Atsız ve Peyami Safa'yı hakarete varacak şekilde eleştirmeseydi.