E-Dergi

Bir kitabı okurken kaç kere göz yaşı dökülebilir ki bir insanın? Kaç kere öfkelenebilir, kaç kere isyan noktasına gelebilir? eğer bu kitap uçurtma avcısıysa defalarca.. öfkeyi, sevgiyi, sadakati ve bir o kadarda ihaneti iliklerinize kadar hissettiren bir kitaptır uçurtma avcısı.

Pul biber mahallesi için; Didem Madak’ı anlamak desek yeridir bence. Bir kadının içine işleyen ne varsa, acısı, hüznü, sevinci, küçücük kalbi ve sevinçleri, mutlulukları, umutları.. ve daha akla gelen her duyguyu okuyorsunuz satırlarında. Kalbi kırık küçük kadının satırları diyorum ben Didem Madak şiirlerine. Kendini dinlemek, satırlarda kendini bulmak isteyenlere tavsiyemdir.

Son zamanlarda önceden okuduğum ve etkilendiğim kitapları tekrar okumak istedim. Hele de kütüphane raflarımda tozlanmaya yüz tutmuş olanları.. Anayurt oteli de bu kitaplardan bir tanesi.. Ben Anayurt otelinden yani kısaca Zebercet'den, kendisiyle olan savaşından, kendisine nasıl yabancılaştığından, kendisinden kaçmaya çalıştıkça dönüp dolaşıp aynı yere gelmesinden ve bütün bunlar olup biterken bizi oradan oraya sürüklemesinden, yaşadığı yalnızlıktan ve o dışlanıştan, bu hayata karşı bir türlü kuramadığı aidiyetsizlikten ve bütün bunları içimize işlemesinden çok etkilendim. Psikoloji ağırlıklı olduğunu düşündüğüm bu kitabı, psikolojiyle ilgilenenlere tavsiye ederim.

Bir kitaba tek bir şiir için vurulur mu insan? Üstü Kalsın şiiri beni kendine öylesine aşık etmiştir ki, para üstü istemeyen biri "üstü kalsın" dedi mi dökülür verir o dizeler dilimden.. Ölüyorum tanrım, bu da oldu işte. her ölüm erken ölümdür, biliyorum tanrım, ama, ayrıca, aldığın şu hayat fena değildir, Üstü kalsın. ahh cemalim süreyyam ahh ki ne ahh..

Sarah Jio'nun, Böğürtlen Kışı kitabını okuduktan sonra okuduğum ikinci kitabıdır Mart Menekşeleri..
Yazarın tarzının değişmeden devam ettiğini, aynı akıcılık ve aynı merakla kendini okuttuğunu, ne olup biteceğini az çok tahmin etseniz de elinizden bırakamayacağınızı anladığınız, yine çokça Hollywood rüzgarları esen kitap, bu sefer bir kadının hayatını anlatan gerçek bir aşk hikayesini anlatır.
Yazarın dilinin sıcaklığı bütün okuyanlarca malum. Biz kadınlar seviyoruz sanıyorum bu tarz hikayeleri. Bence yazar dolandırmadan, en akıcı olay örgüsüyle anlattığı için okuyucu kendine bu kadar güzel bağlıyor ki bence bu çok hoş ve takdir edilesi.
Türk Filmleri tadında bir hikaye severler için tavsiye ederim.
okuyunuz, okutunuz efendim.