Toplam yorum: 3.092.427
Bu ayki yorum: 3.028

E-Dergi

VAHİT YILDIRIM Tarafından Yapılan Yorumlar

23.02.2014

"sadık hidayet'in, diğer eserlerinde de izleri bulunan yazgı ve döngü temaları üzerine kurduğu öykü kitabı. öykülerin etrafında döndüğü ana fikir, bazen ne yaparsan yap olmuyor bazen. insan bu dünyada gideceği yollar önceden çizilmiş bir mahkum hidayet'e göre. birçok metninde bu sorunu intiharla aşan hidayet aylak köpek'te bu yolu denemiyor; sadece çözümsüzlüğü, açmazı, kaçışsızlığı gösteriyor."
20.02.2014

Bazı kitaplar vardır ki, herhangi bir sebepten dolayı çıkar çıkmaz ilgimizi bir şekilde çekerler. Bu durum çok sık tekrarlanmaz ve bence güzelliği de buradadır. O kitabın hemen ilgimizi çekmesi adından, kapağından, yazarından, yayınevinden, çevirmeninden, tanıtımındaki bir cümleden kaynaklanabilir. Orasına biz karar veremeyiz.
20.02.2014

Gündelik telaşlarımızın bizi nasıl sistematize ettiğini ve ilişkilerimizin, iletişimimizin nasıl yapaylaştığını düşünelim.

Sabah erken saatte günün ilk darbesini dijital çalar saatlerimizden yiyoruz. Eğer hala bizi öperek uyandıran bir annemiz, eşimiz, çocuğumuz, hatta kurmalı bir saatimiz bile varsa şükretmeliyiz. Ardından bir koşturmaca ile evden çıkarak kalabalık toplu taşıma araçlarında birbirimize son derece tahammülsüz bir şekilde yollara düşüyoruz biraz daha çalışmak, kazanmak, yükselmek, sonra yine kazanmak ve hep kazanmak için. Kulaklıklarımızı takıyoruz hemen; iç çekenleri, öksürenleri, içli içli ağlayanları, en insancıl, en kısık sesleri duymak istemediğimizden. Ardından toplantılar, deadline’ı yaklaşan projeler, ay sonu raporları… Gözümüz saatlere takılıyor durmadan, zaman hızla geçiyor bizi kendine katmadan. Son bir gayretle ya eş dosta vakit ayırıyoruz ay yükselirken gecede ya da evimize atıyoruz kendimizi, içinde yer aldığımız gerçeklikleri görmezden gelip televizyon karşısında adeta bir katarsis ruhuyla hayatı suni bir ekranda yaşayabilmek adına... Oysa neler kaçırıyoruz olağanüstü bir gerçeklikle yanımızdan geçip giden hayatta?
20.02.2014

Melisa Kesmez’in öyküleri, yalın, duru ve sahici. Bugünün insanını anlatıyor çoğunlukla. Karakterleri genel olarak, şehirli ve “güçlü” kadınlar…

“Masanın bir ucunda hayatlarında hiç kaybetmemiş, aslında sırf bu yüzden hiç kazanmamış erkekler, diğer ucunda onları hak eden kadınları. Tek taşsız parmağım ve fönsüz saçlarımla resmin kusursuzluğunu bozuyorum gibi geldi, hoşuma gitti. Tehlikeli sularda olduğunu bilip de, bundan tuhaf bir haz duyduğun ve hiçbir önlem almaya tenezzül etmediğin, içinde bulunduğun duruma ters düşecek bir şeyin yaklaştığını gördüğün halde kılını kıpırdatmadığın anlar vardır ya.”
Hani böyle durduğumuz zamanlar vardır ya; etrafımızın ve kendimizin farkına vardığımız, soluk aldığımızı tüm hücrelerimizde hissettiğimiz… Melisa Kesmez, böyle anların fotoğrafını çekiyor öykülerinde. Kısa, akıcı ve fazlasıyla gerçek hikayeler yer alıyor kitapta.
16.02.2014

Babalar ve Oğullar Turgenyev'in en büyük romanı olduğu kadar, Batılılaşmanın çelişkilerini yaşayan, devrimin eşiğindeki Rusya'nın ruhunu en derinden yakalayan romanlardan da biridir. Kitap 1862’de yayımlandığında, bir anda pek çok siyasi, edebi ve felsefi tartışmanın odak noktası haline gelmişti; ama bugün hâlâ okunmasını, bu tartışmaları hem içerip hem de aşmasını sağlayan edebi derinliğine, Vladimir Nabokov'un deyişiyle, Turgenyev'in 'boz cilasına ve özenilecek renk, ışık ve gölge anlayışına' borçlu. Siyasi bir tartışmayı ya da felsefi bir sorunu insanileştirmenin, derin bir anlayış ve incelikli bir zanaatkârlıkla mümkün olduğunu Babalar ve Oğullar bize bir daha gösteriyor.

"Turgenyev'de her zaman bir şiirsellik vardır, ama bu şiirselliğin içinde hep gözünü bile kırpmayan bir gerçeklik bekler."
Henry James