Japon adlarını elbette bilmiyorum. Doğal olarak yazarın kadın olduğunu düşünmüştüm, çünkü öykü bir kadın öyküsü idi. Ancak, yaptığım araştırma sonucunda yazarın erkek olduğunu öğrendim.
Roman anlatılmaya çalışılan öyküye göre çok kısa kalıyor. Doğal olarak ta boşlukları doldurmak hayal gücü zengin okura bırakılmış. Zaten kitabın arka kapağında bulunan tanıtım yazısının son cümlesinde, anlatılanların buzdağının su yüzeyindeki küçük parçası olduğu ve roman bittikten sonra su altındaki parçayı düşünmeye başlayacağımız yazıyordu.
Kitabı bitirince, ben de durdum ve düşünmeye başladım. Su nerede? Buzdağı nerede? Buzdağının görünmeyen kısmında neler olabilir?
İnce göndermeler yapılmış, sık ve karışık geçişler yapılmış. Bazı görüşler birbiri ile çarpıştırılmaya çalışılmış.
Örneğin: demokrasi / kadının pozisyonu / analık / aile büyükleri ile birarada oturmak ya da oturmamak / saygı / eleştiri hakkı.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Ancak somut olan gerçek kitabın bunların hiçbirine net bir sonuç getirmemiş olması. Yazarın bunu bilinçli olarak yaptığını ve diğer kitaplarında da benzer bir tekniği kullandığını öğrendim.
İngiltere'de çok satmasının nedeni, orada İngilizlerle evlenmiş bir sürü Japon olması ya da savaş sonrası göç nedeni ile İngiltere'ye çok sayıda Japonun yerleşmiş olması olabilir.
Evet, okunabilir. Ama benim gibi bir okuru çarptığını söylemek çok zor.