Toplam yorum: 3.084.616
Bu ayki yorum: 4.300

E-Dergi

keif Tarafından Yapılan Yorumlar

01.08.2007

Radikal çıktığından ve Perihan Mağden gazetede yazmaya başladığından beri yazarı takip ederim. Arada çekilir gazeteden, yazı yazmaz, romanına yoğunlaşır, özlerim, bir zaman sonra geri döner, beni mutlu etmeye devam eder.
"Biz kimden kaçıyorduk Anne?" okuduğum ilk romanı. Son derecede memnunum. Öğle üzeri başlayıp, akşam üzeri bitirdiğim, içim biraz acıyarak okuduğum bir kitap. Kız anasına ne zaman benzemeye başlayacak diye düşünürken, 125.sayfada beni kırmadı ve anasına benzedi. Pavlov'un köpekleri gelmedi değil yani aklıma. Birinin beynini yıkadığında, kendi normalinizi empoze ettiğinizde ortaya ne çıkardığınızı gösteren bir roman. Hata yapanların cezasını vermek doğal bir eylem bu hastalıklı annede.
Hayatta bir düsturum varsa, o da, asla aşırıya kaçmamaktır. Ne aşırı sevgisizlik ve katılık olmalı insanın hayatında, ne de böyle arızalı sevgiler.
Romanda topluma yöneltilen eleştirilerin tümüne katılıyorum. Toplumun, sadece bizim toplumumuz değil, dünyanın her yerinde aynı bu durum, toplumun kendine benzemeyene duyduğu merak, kınama ve cesaretinden ötürü aykırı olanı yok etme çabası çok güzel anlatılmış.
Ciddi okurların hepsine tavsiye ederim.
31.07.2007

Yorumlara bakıp ta kitabı almamazlık etmeyin. Alın, okuyun, kendi özgür iradenize ve beğeninize sunun.
Kİtabı, kısacık olmasına rağmen farklı başlıklar altında analiz edebilirsiniz.
En masum ve en faydalı görüneni, insanın tüm organlarını nasıl temizlemesi gerektiği, çirkin olsalar bile, onlara iyi bakılmasının vücudumuza borcumuz olduğu ve tüm bunların sonucunda da, kendimizle barışık olmayı başarmanın gerekliliği. Ben işin bu kısmına tam puan veriyorum. Sonunda hepimiz bir tuvalete tünüyoruz. Bunu romanda okuyunca niye yadırgayalım ki? Haa, bu arada, bir erkek olmasına rağmen, Don Rigoberto'nun banyoyu kullanışı kusursuz.
İkinci kısmı ki bu da bence son derece olumlu, uzun süren evliliklerin ardında yatan başarının sırrını kulağımıza fısıldıyor roman. Yani, birbirini bıkmadan sevebilmenin, yeniden yeniden keşfedebilmenin incelikleri. Buna da tam puan.
Gelelim üçüncü temaya: eve gelen üvey annenin de, onunla evlenen babanın da; evdeki çocuk sorun çıkarır mı diye kaygıları var. Ancak çocuk onları şaşırtıyor. Çünkü son derece zeki bir velet. Tahminim 12-14 arası yaşlarda gezinen bir çocuk bu. Ama beyninin çocuk kaldığı söylenemez. Kurduğu tuzak mükemmel. Bu temanın ironisi de çocuğun "babasına" asla yalan söylememiş olması. Ne güzel değil mi? Çocuklar hep doğruyu söylemelidir...
30.07.2007

Ritüeller, bu yazarın okuduğum ikinci kitabı. Çok daha anlaşılır, çok daha sevimli ve çok daha gerçekçi olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekçi deyince katılmayanlar olabilir, ancak, 68 kuşağını, 60'ların ve 70'lerin koşullarını ve ortamını bilenler ne demek istediğimi anlayacaklardır. İnsanların kendilerini arayış içine girdiği bir dönemdi o yıllar. Zaten yazar da bu durumla ciddi olarak dalgasını geçmiş. Baba-oğul Taads'ların birbirlerini hiç görmemiş olmalarına karşın, genlerin ne oyun ettiğini Inni güzel gözlemliyor. Ancak uzakdoğu felsefesine çok ta girildiği söylenemez. Bir Batı Avrupalının daha da doğrusu bir kuzeylinin bakış açısı hakim kitaba. Hayatı önüne geldiği şekilde yaşayanların, bu şekilde yaşamanın nedenlerini, sonuçlarını çok güzel ele alan bir kitap bence. Biraz atalet, kısmen vurdumduymazlık, aile geleneklerine sessizce uyma ve devamlı gözlem yapan bir Inni. Dine karşı özellikle de Katolik Hristiyanlığa karşı çok ciddi eleştiriler var kitapta. Eminim Vatikan'ın hiç hoşuna gitmemiştir. Kendini zorlamayı seven okurlara...
24.07.2007

İlk 150 sayfada, yumuşak geçişlerle, bir ailenin, sonra da ikinci ailenin dramı anlatılıyor. Dışarıdan algılanan ile, içeriden hissedilen arasında ne kadar derin uçurumlar olduğunu görüyoruz. Kitabın baş kahramanlarından İsabel romana biraz geç dahil oluyor. Ama ilginç bir karakteri yansıtıyor.
İrlanda'nın zor tabiat koşulları, benzersiz yapısı, ada halkının yaşam ve duyguları güzel aksettirilmiş. Tasvirler de güzel.
Gelelim, kitabın 150.sayfadan sonrasına. Elimden bırakamadım. Tahmin ettiğiniz olay örgüsü değişik biçimde gerçekleşiyor. Hiç bir şey o denli kolay da olmuyor. Ama roman gerçekten güzel. Duygularla işi olanlara tavsiye ederim.
13.07.2007

İndirimli kitaplardan bu romanı seçerken yanılmayacağımı, kitabı beğeneceğimi düşünmüştüm. Bir dönem Pakistanlı bir müdürle çalışmış ve ailesini oldukça yakından tanımak ve gözlemlemek fırsatını bulmuştum. Az da olsa Hint kültürü hakkında fikrim oluşmuştu. Daha sonra Hint kültürünü konu alan başka romanlar da okudum. Birbirine ters olan herhangi bir bilgi getirmedi bana. Hepsi bir birini doğrulamaktaydı. Hint toplumunun çok ilginç bir toplum olduğunu biliyoruz. Çok renkli, aslında çok katı kuralları olan bir toplum. Gerçekten insanı hüzünlendiren örf adet ve gelenekleri var ki bunlar halen uygulanıyor. Pakistan ve Hindistan'ın zoraki ayrılığı, din bölünmesi...Bunlar hala daha çözüm bulabilmiş konular değil ne yazık ki.
Romana gelince; gerçekten son derece eğlenceli. Çok defa sesli sesli güldüm. Ama gözyaşı döktüğüm bir kaç an da oldu tabii. Toplumun bir söz veya bir hareketle nasıl galeyana gelebileceğine güzel bir örnek. Sonu tatsız bitse de çok anlamlı bir roman. Herkese tavsiye ederim. Okuyun ve öğrenin.
Son Gezdikleriniz
Dijital Oyunlar Serisi 5 / Türkiye’de E-Spor ve Fortnite Zaman Bisikleti