E-Dergi

Kitabı okuduğum zamanki iddialara göre, bu olay gerçek bir olaydı, araştırmaya dayanıyordu. Sene 1994'tü. Şimdi internet imkanlarıyla öğreniyoruz ki, kitap gerçeklere dayanmıyor. Zaten filmi çavrilmeye kalkıldığında Aborijinler üşenmemişler, ABD'ye kadar gitmişler ve filmin çekimini engellemişler, ve yazarın kendilerini incittiğini, yaşamlarını kafasına göre gösterdiğini belirtmişler.
Bunun üzerine yazar da bunu kabullenmiş ve kitabın sonraki baskıları hayal ürünü olduğu belirtilerek yayınlanmış.
Elbette bu, benim kitabı okurken hissettiklerimi değiştirmedi. En çok da neye takılmıştım? Yolda zamanı gelince duruyordunuz. Karıncalar sizin var olan tüm girintilerinize girip temizlik yapıyorlardı (hiç su görüp yıkanamıyordunuz ya). Rahatlıyordunuz. Yıkanmayı sevmeyenlere duyurulur. Kitap tamamen abartı değildir sanırım. Bazı şeyler mutlaka gerçektir.
Hayal ürünü dahi olsa, okur bu kitabı da istiyorsa okur. Avustralya'yı en azından coğrafi anlamda tanımanın kimseye zararı dokunmaz.

Romanda anlatılanların şaşırtıcı, hüzünlendirici tarafı bir yana, çok sevdiğim bir yakınımın rahatsızlığını sezmeye başladığım zamana denk gelmesi, içeriğinden olabileceğinden de fazla etkilenmeme yol açtı sanırım.
Belki de zaten dünyanın dört bir yanında, birçok kişinin başına gelen acı bir olay bu. Çağımızın hastalığı diyelim - Alzheimer.

Artan düzeyde romantizm zaten okuru alıp götürüyor. Biran önce kavuşsunlar istiyorsunuz. Kavuşuyorlar, bu sefer hastalık ayırıyor.

Mendilinizi hazır ettikten, kendinize sakin bir köşe bulduktan sonra okumaya başlayın derim.

Bildiğimiz Güney Afrika Cumhuriyetinin oluşmaya başladığı ve Sean'ın yani serinin baş kahramanının olgunluk dönemini anlatan roman.
İnsanın kendi kanından olsa bile çocuklarını nasıl da tanıyamayabileceğini bir kez daha gösteriyor bu roman. Evet, çocuk sahibi olmanın ardında bencil duygular da gizlidir. Ama çocuk bir sürprizdir. Bakalım istediğiniz gibi olacak mı?
Demek ki olmayabiliyor muş. Acı ama gerçek.
Burada yazar şunu da gösteriyor: iyinin takipçisi "iyi" her zaman bulunabilir, kanınızdan olmasa da. Ve iyiler kötülerle mücadele eder.

Roman kahramanının aileye karıştığı dönem diyebiliriz. Hani Ramses dizisinde, Ramses'i 10'lu yaşlarından alıp, ölene kadar takip etmiştik ya, bu seride de Sean'ı büyütüp, ölümüne kadar tanıklık edeceğiz.
Serini 2.romanı Fırtına'da biraz aşk, sevda ve cinsellik de katılmış dostluk öyküsü bulacaksınız.

Dizi roman olarak da kabul edilebilir, başlıbaşına da okunabilir. Ancak hep Avrupa-Amerika hikayelerinden bıkanlar tarihle karışık bu maceraları okuyup, fazla da bilmediğimiz Afrika'ya uzanabilirler.