E-Dergi

Bu türü çok okuyan biri değilim kitabı merak ettim ve başladım okumaya.. Gündelik hayatın koşuşturmacası sırasında kimi zaman fark ettiğimiz kimi zaman yok artık dediğimiz arka kapılar arkasında dönen olaylar. Okurken neresinden tutsak elimizde kalıyor denilen cinsten. Yaşadığımız döneme ışık tutarken, tarihe not düşmüşler.. O onu, o onu, o onu derken sanki herkes birbirine bağlanmış akla ziyan ilişkiler. İnsanın sinirleri bozulmuyor dersem yalan olur. Yaşadığımız anın tadını daha iyi çıkarabilmek için hayata bakış açımızı değiştirsek, sevgiyle, umutla, huzurla, saygıyla önce kendimize sonra topluma emek versek, aldığımız nefesin hakkını versek, gelişsek, üretsek, ilerlesek ve geleceği daha iyi inşa etsek. Çok mu zor acaba dedim.

Ne zamandır listemde. Sıcacık hüzünlü sorgulayan bir hikaye. Bazen düşündüklerimiz yaşadıklarımız gördüklerimiz gerçekte doğru mu? Kendi bildiklerimiz ile ön yargılı olmak, yargılamak ve hiç şans tanımamak. İncecik kitapta ne de çok duygularıyla yüzleşiyor insan. İyi ki okudum.

Namık Kemal deyince aklıma hep Vatan Yahut Silistre’deki “Ben vatanım için hasta iken de ölürüm, sağken de ölürüm. Bir kere ölsem, dirilsem yine ölürüm.” diyen İslam Bey; “Ölürüm, kıyamet mi kopar?” diyen Abdullah Çavuş’un sözleri gelir. Vatan sevgisi nasıl da güzel dile getirilir. Namık KEMAL, oyununa önce “vatan” ismini vermiş, “olmaz” demişler o zaman bu oyunun adı “Silistre ” olsun demiş. Uzun bir süre bu adla anılmış. Ne ilginçtir oyunun adı günümüzde “Vatan Yahut Silistre” olmuş. Biyografi deyince kalemini hem sevdiğim, hem güvendiğim yazarlardan Hıfzı Topuz. Bu kitabı ara ara beni hayal kırıklığına uğratsa da hem o dönemi hem de Namık Kemal’in yolculuğunu öğrenmek açısından okunmalı derim…

Düşünce Gücüyle Tedavi kitabını okumuştum uzun uzun yıllar önce. Çok beğendiğim bir kitap. Her dönem okunmalı dediklerimden. Bu kitabını görünce de hemen aldım ve okumaya başladım. İyi ki almışım. Satırlar arasında gezinirken içime yaşadıklarıma ve neler yaptığıma doğru inanılmaz yolculuk yaptım. İncecik kitap aslında. Bazen öyle olur bana. Bir kitap okumaya başlarım, okuduğum her cümle düşündürür, biraz bekler ve yaşadıklarımı gözden geçirmeme sebep olur. Özellikle kişisel gelişim, bireysel gelişim, psikolojik ve mesleğim ile ilgili kitaplar okurken sürekli kendime odaklanırım. Ben ne yapıyorum, nasıl yapıyorum diye.

Canım öğrencim Deniz Yıldırım ve Kadir Güneş öğretmenim birlikte okuma kararı vermişti. Kıskandım, hemen ben de başladım. O günlerin en önemli tanıklarından. Her an her dakika Sevgili Atatürk'üm ile beraber. Hatta "Geldikleri gibi giderler." sözünü söylediğinde yanında. Farkına varmadan bir anı kitabı beklemişim. Anılarını yazmaya karar vermiş Cevat Abbas Gürer ancak ölüm daha erken kapıyı çalmış. Ailesi karar vermiş ve daha önce çıkmış yazılarını, konuşmalarını ve ellerinde bulunan evrakları derlemişler. Güzel bir çalışma olmuş. Emeklerine yüreklerine sağlık.