Kapital
1850’li yılların İngiliz sanayii dikkate alınarak kaleme alınmış önemli bir eser. 1844’de çalışma koşullarının iyileştirilmesi konusundaki yasaları sanayiciler çiğnemeye başlayınca eski ağır çalışma koşulları yeniden gündeme gelir ve 1848 ayaklanmasını doğurur.
Marx’ın baş yapıtı olan Kapital, Marx’a karşı olan ya da olmayan herkes tarafından okunmalı. Kapital’in nasıl bir kitap olduğunu yorumlamak bize düşmez belki de. Kapitalizmin en vahşi haliyle uygulandığı 1850’li yıllarda bazı uygulamalara ve haksızlıklara seyirci kalamadığı için iyi niyetle yazılmış bir eser olduğunu düşünüyorum. İçindeki pek çok hüküm bu gün hala geçerli olabilir mi diye düşünecek olursak da pek çok konunun bu gün geçerli olamayacağını düşünüyorum. Hala geçerli olması da şart değil bence, çünkü dönemi gereği görevini tamamlamış ve bazı yanlış uygulamaları düzeltmiştir. Çoğu hükümler de kendi dönemindeki olgulara göre oluşturulmuştur. Mesela; metanın emeğin donmuş hali olduğunu savunuyor Marx bu eserinde. Yani bir meta analiz edildiğinde büyük bölümünün emek olduğunu öne sürüyor. Fakat emek de homojen değil, metanın içindeki hangi emek hangi değerde bunu ölçebilmek çok zor. Sonra metanın üretim sürecinde bulunan akılın katkısı nasıl ölçülecek, akılın değeri nasıl belirlenecak? Bu sorulara cevap bulamıyoruz Kapital’de. Bir diğer önemli konu da arz / talep dengesinin sağlanması sorunu. Bunu devlet otoritesi belirlemeli ve hangi mala ne kadar talep olacaksa o miktarda üretilmeli diyor Marx, bu sefer de ürün çeşitliliğinin nasıl sağlanacağını anlayamıyoruz. Marx’ın, çocukların çalıştırılmasına son derece karşı olduğunu anlıyoruz, çocukların çalıştırılmasını, olgunlaşmamış meyvanın koparılmasına benzetiyor, çok yerinde bir benzetme.
Dikkatimi çeken bir diğer konu, yazarın o dönemde farklı görüşü savunan iktisatçıları saflıkla, bilgisizlikle, zaman zaman da aptallıkla suçlaması. O dönemde kaynaklanan yoğun tartışmaların etkisinden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama karşı görüşlere daha ılımlı yaklaşarak da tezlerini savunabilirdi diye düşünüyorum.
Ayrıca, 566. sayfanın dipnotunda, Martin Luther’den yaptığı alıntıda Türkler’in kötü insanlar olduğu ifadesi var, okuyucuların dikkatine sunuyorum.