E-Dergi

Yazıldığı dönem dikkate alındığında önemli mesajları içerisinde taşımaktadır. Sade, akıcı bir üslupla anlatılmış, okuyucuda duyarlılığı harekete geçiren bir kitap. Ancak çağımızın roman anlayışıyla ne kadar uyuştuğu tartışılabilir.

"Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde güç bulacaktır" sözünü tasdik edercesine hazırlanmış olan bu kitap gençlerin bilim adamlığına, bilim adamlarına ve bilime motive olacaklarını düşünüyorum. Kitap en azından böyle bir amaca hizmeti yerine getirmektedir.

Kitabın adı Edebiyata Övgü ama bu esere tam bir edebiyat savunusu da denebilir. Llosa edebiyatın, duyarlığımızı ve görgümüzü artıran yüce ve yararlı bir uğraş olduğunu ancak boş vakitlerde göze alınabilecek bir eğlence ve süs olmaması gerektiğini vurgular. Özellikle “Neden Edebiyat” bölümünün girişine bir tür şikayetle başlar. Okumaya, edebiyata karşı olan ilgisizliği, vurdumduymazlığı, aymazlığı ve başka bahane bulmaları ironik bir üslupla ele alır. Örneğin bazı insanlar “değerli vakitlerini saatlerce roman ya da şiir okuyarak harcayamazlar.” Hatta bazılarına göre “hayat kavgasının vazgeçilmez görev ve ödevlerine öncelik tanımaları gerektiğinde, edebiyat hiç duraksamaksızın gözden çıkarılabilir” gibi savunmalara sığınmaları inandırıcı bulunmaz.

Todorov, edebiyatta eleştiriye farklı açılardan yorumlar ve öneriler getirmesiyle edebiyatçılar tarafından tanınır...kitap içerik bakımından hem “edebiyata” hem de edebiyatın kapsadığı bazı konulara örneklerle açıklamalar getirmesi bakımından değerli bir eser. On bölümden meydana getirilen kitap özellikle birinci bölümü olan “Edebiyat Kavramı” ile doğrudan edebiyatın kendisi -biraz da felsefesi- hakkında yazarın düşüncelerini içeriyor.

Kitabın giriş bölümünde bu kitabın niçin yazıldığına ilişkin bilgiler veriliyor. Okuyucu kitabı tamamen okuduğunda bu giriş bölümünün kitabın içeriğinin bir özeti gibi olduğunu fark edecektir. Derrida’nın çalışmaları görsel sanatlara ilişkin temel metinler üzerinden on alt bölüm içerisinde inceleniyor.