Toplam yorum: 3.087.948
Bu ayki yorum: 7.635

E-Dergi

FUNdaima Tarafından Yapılan Yorumlar

07.03.2021

Dün akşam bitirdiğim bu kitabı aldığım için pişman oldum. Eğer kitapçıda içine bakma fırsatım olsaydı, almazdım; ama internetten kitap alışverişinin tek ve en büyük dezavantajına maruz kaldım.

Kitap “Dört Anlaşma” kitabını günlük hayatta nasıl uygulayacağımız veya çocuklarımızı bu konuda nasıl yönlendireceğimize dair pratiklere yer vermiş. Çok fazla kişisel gelişim kokuyor, buna rağmen yarım bırakmak istemediğim için inatla kitabı okudum ve bitirdim. Kişisel gelişim kitabı meraklıları belki kitabı beğenebilir, kitabın dili de anlaşılır.
07.03.2021

İlk kitabı Tibet’in Gençlik Pınarı’nı birkaç kere okuduktan sonra, ilk defa okuduğum ikinci kitabı az önce bitirdim. İlk kitaba göre daha kapsamlı, daha detaylı, sekiz bölümü farklı kişilerle yapılmış. Yine ilk kitapta olduğu gibi okuması kolay, dili ağdalı değil.

İlk kitaptan sonra yapmaya başlayıp sonradan bir şekilde bıraktığım beş ayine bu kitap sayesinde bu sabah yeniden başladım, herkese tavsiye ediyorum.
07.03.2021

Zihnimizi bir hapishaneye benzeten, bunu “ben”in hapsi ve kişisel hapishanemiz olarak tanımlayan yazar, hapishanede kendimizi daha güvenli bulduğumuzu; çünkü bilinmeyenin ve sınırlar dışındakilerin güvenli olmadığını ve korkutucu geldiğini; fakat tek özgürlüğün o hapishanenin dışında olduğunu anlatıyor. Korkunun cesarete baskın geldiğini anlatıyor ve bu noktada şunu soruyor: “Eğer benlik çökerse, eğer duvarlar yıkılırsa, geriye korku mu kalır yoksa özgürlük mü?”

Yıllardır üzerimizde birike birike oluşan benlik gerçekten biz miyiz? Yoksa tüm kimliklerimizden sıyrıldığımızda geriye kalan şey, o sessizlik, boşluk muyuz? Çünkü yazarın da dediği gibi “isim veren yoksa, isimler de yoktur. Özne yoksa, nesne de yoktur. Bu boşluktur.”

Hayatı, toplumu, kendinizi, parayı ve kendim dediğiniz her şeyi baştan sona sorgulamanıza sebep olacak bu kitabı henüz okumadıysanız, okumanızı tavsiye ederim. Bunca kurgunun, senaryonun, karmaşanın içinde birazcık dinginliği hepimiz hak ediyoruz.
07.03.2021

Bu kitabı okurken ben de yazarla beraber sık sık kendimi sorguladım.


Yazar fiziksel engeli sebebiyle yaşadığı duyguları ve aşmak istediği düşüncelerini; eşi, kızı ve oğluyla ilişkisini, kendini nasıl gördüğü ve başkalarının onu nasıl gördüğüne dair çıkarımlarını, kıskandığı engelli olmayan erkeklerle ilgili duygu ve düşüncelerini, hayatını Platon, Seneca, Spinoza, Nietzsche, Montaigne gibi filozoflar sayesinde ve sık sık Zen’den uygulamaları hayatında pratiğe geçirerek dönüştürmeye çalışıyor.

Kitabın çevirisi güzel, anlaşılır; yazarın anlatımı insanı kitabın içine alıyor.

Her an yeniden doğmamıza, çıplak kalarak kendi kendimizden soyunmamıza, Spinoza’nın davetine uyarak doğru davranıp sevinç içinde kalmamıza bizi yüreklendiren bu kitapta yazar, “İnsan bütün varlığıyla felsefeyi gerçekten nasıl uygulayabilir?” sorusuna cevap arıyor.
07.03.2021

Kitap enfes aforizmalar içeriyor, farklı düşünceleri var, her seferinde “Yaklaşık 125-130 sene önce ne güzel şeyler düşünmüş.” diye hayranlıkla düşündüm. 47 yaşında erkenden ölmeseydi kim bilir daha ne harika şeyler yazacaktı ve yine böyle derin, içten, hüzünlü olacak mıydı diye düşünmeden edemedim.

İçine kapanık, yalnız olduğunu sık sık hissettiren, hayalleri yücelten, bireyin önemini ön plana çıkaran yazarın nihilizmden etkilendiği çok açık.

Eğer baskısını bulursanız muhakkak alıp okuyun, Zeplin Kitap’tan çıkan bendeki baskısı mart 2015’e ait, sadece 69 sayfa. Sayfaların az olduğuna aldanmayın, cümleleriyle sizi öyle vuruyor ki kitabı hemen bitiremiyorsunuz.