Toplam yorum: 3.253.600
Bu ayki yorum: 5.625
E-Dergi
irfanyalçınkaya Tarafından Yapılan Yorumlar
Kitabı eşim okumak istediği için sipariş etmiştim. O okudu, sonra ben de okudum. Kitabın ismi bana yıllar önce seyrettiğim 'Hakkari'de dört mevsim' belgeselini hatırlattı (yazar kitapta ısrarla anımsamak, hatırlamak yerine ansımak diyor, gıcık kaptım doğrusu). Van'da 11 yıl kaldım, doğrusu bir kere bile ne Yüksekova ne de Hakkari'ye gitmedim. Hem bir vesile olmadı, hem de o yıllarda (90'lı yıllar) ürktüm doğrusu. Yazar, bir öğretmen olarak Hakkari'nin bir köyünde 70'li yıllarda görev yaptığı bir yıl içinde görüp yaşayıp hissettiklerini anlatmaya, hissettirmeye çalışmış. Gerçek kurgu, düş gerçek birbirine karışmış ama ortaya ilginç bir hikaye çıkmış. Elime almamla bitmesi bir günde oldu. Bu öyküyü, romanı okuyun derim.
Kitabı en son kitap siparişimde almıştım. Yazarıyla 13 Ekim'de Sultanbeyli kitap fuarında tanışıp imzalattım. Üç gün sonra da okumaya başladım, oldukça hacimli -büyük ebat 400 sh- bir kitap, iki haftada bitirdim. Yazarın özellikle 7 Ekim 2023 sonrası çeşitli platformlarda yaptığı konuşmalar ve yazdığı yazılardan oluşuyor. Kitabın basım tarihi olan Haziran 2025'de genel bir değerlendirme ile bitiyor. Filistin ve Gazze ile ilgili Türkçe kaynaklar içinde mutlaka okunması gerekli bir çalışma olduğu düşüncesindeyim. Zira yazar konusunda yetkin ve hakim bir akademisyen, bakışı da isabetli ve sağlıklı. Kanaatime göre kitabın tek eksiği her ne kadar değişik tarihlerdeki konuşma ve yazılar eksiltme ve çıkarma ile güncellenmiş olsa bile tekrarlar yine var ve konuşma&yazı toplamı olması kitap havasına pek uymuyor. Kitap söyleşi ve yazıların toplamından öte bir şey olmalı idi. Filistin Gazze konusunda okuma yapmak isteyenlere hararetle öneririm.
Mustafa Kutlu ismi Türk hikayeciliğinde bir ekoldür, bir çizgidir. Anadolu insanının hikayelerini, sade ve zarif kelimelerle ördüğü türkçesi ile çok tatlı anlatır. 1990 yılında ilk okuduğum hikayesi 'ya tahammül ya sefer'den bu yana bütün hikaye kitaplarını çıkar çıkmaz alıp okumuşumdur. On yıl önce dergah yayınlarında ziyaret etmiştim, imza günü için çağırmıştım, gelmemişti. Evvelki gün Üsküdar'da kitabevine geleceğini duyunca dün koşup gittim, baktım yeni kitabı da çıkmış, üç yazar arkadaşı ile sohbet ediyordu, kendimi tanıtıp imzalattım, ne kadar ısrar ettimse de söyleşi izni vermedi, hayalkırıklığına uğradığımı söyledim, 'üzülme geçer' dedi. Oturup bir günde son kitabını bitirdim, ne yazık ki nahoş tavrı gibi hikayeciliği de tekrara düşmüş, ki son yıllarda zaten inişte idi. Aslında her yazarın bir nevi kaderidir bu. Zirveye çıkış ve zirveden iniş. Keşke son karşılaşma böyle olmasa idi. Son kitabının ismi 'ezanı beklerken' idi, ben artık onu ve yeni bir 'kitabını beklemiyorum'.
Yazar, kitapta 2004-2020 arası 19 farklı kişiyle yaptığı ve farklı dergilerde yayınladığı söyleşileri toplamış ve kitap haline getirmiş. İyi de yapmış zira bunlar hemen hepsi de ilginç ve önemli isimler olup birkaç isim (İsmail Heniyye gibi) artık hayatta değil. Özellikle Doğu Türkistan Vakfı Genel Sekreteri Abdullah Oğuz ile yapılan söyleşiyi çok beğendim, ilk defa adını duyduğum bu kişinin feraset ve basiretine hayran kaldım. Ayrıca Mısır'da Sisi darbesi sırasında Rabia meydanında katledilen yüzlerce kişiden biri olan Esma'nın annesi ile yapılan söyleşi de çok duygusal ve hüzünlü idi. Müslüman coğrafyanın önde gelen isimleriyle yapılan söyleşilerin yer aldığı kitap, belgesel tadında ve müslümanların bir aile, bir vücut, bir ümmet olduğunu, tasada ve kıvançta bir ve beraber olduğunu çok iyi hissettirip sergilemiş. Merak edenlere tavsiye edilir.
Van'lı hemşehrilerimden olup ömrünün büyük kısmında Bursa'da ikamet eden yazarı, yıllar önce yolum oralara düştüğünde bir kez ziyaret etmiştim. İktibas dergisinde de bir zamanlar yazıları çıkan Mescioğlu, bu yazılarından ve özellikle bir internet gazetesinde çıkan yazılarından bir kısmını bu kitapta toplamış. Ben özellikle duygu yüklü yazılarını çok beğendim. Fikri anlamda belli bir çizgi ve kalite olan kitapta, edebi yön o kadar baskın ki, özellikle "Beyaz Kardanadam, Bir Rüzgar Gibi, Muhasebe" gibi yazılar olmak üzere yazılarından çoğunda kelimeler özenle seçilmiş, kalbi hassasiyet öne çıkmış. Bu da kitabı daha rahat okunur hale getirmiş. O yüzden üç günde bitiverdi. Yazar duygu ve düşüncelerini kaleme almayı denemiş, birikimi ve yazımı konusunda fikir sahibi olmak isteyenler okusun derim.